YAŞLILIKTA BESLENME
Geçen yıllarla birlikte insanda bazı değişiklikler meydana gelir.
Öncelikle genel görünüm değişir, saçların grileştiği, derinin kırıştığı, göz altlarının torbalandığı görme ve işitme işlevlerinin azaldığı hepimiz tarafından bilinmektedir.
Hayatımızın çocukluk, gençlik ve olgunluk döneminden oldukça farklı bu döneminin özelliklerini ve bu dönemi diğer dönemler kadar sağlıklı ve güçlü geçirebilmek için nasıl beslenmemiz gerektiğini hep beraber öğrenelim.
KİMLER YAŞLIDIR?
Dünya sağlık örgütü 65 yaş ve üzerini yaşlı grup olarak kabul eder.
Türkiye'de, 19'90 genel nüfus sayımı sonuçlarına göre toplam nüfusumuz olan 56.47 milyonun % 4.28'i 65 yaş ve üzerindekilerdir.
Gelecek yıllarda toplumda yaşlı insanların sayısının daha da artacağı ve 2000 yılında bu oranın yaklaşık iki katı olacağı sanılmaktadır.
İNSAN NEDEN YAŞLANIR?
Yaşlanma insan vücudunun yapısında ve çalışmasında süregelen bozuklukların birikimi sonucudur.
Bireyin vücut değişiminde ne gibi değişiklikler olur?
- Vücutta kas dokusu ve su miktarı azalır
- Yağ dokusu artar
- Genelde tüm organlar düzeyinde fonksiyon azalması olur.
- Zihinsel verimlilik azalır ve hafıza geriler
- Besinlerin sindirilmesi güçleşir
- Tad duyusunda kayıp olur
Ancak çocukluktan başlayarak yaşam boyu yeterli e dengeli beslenmenin sürdürülmesinin yaşlılıktaki kaliteli yaşamın temelini oluşturduğu unutulmamalıdır.
Resim 1. Kimler yaşlıdır?
YAŞLILIKTA KARŞILAŞILAN SAĞLIK SORUNLARI NELERDİR?
Yaşlılıkta en fazla karşılaşılan sorunlar şunlardır.
1 - Kalp - damar hastalıkları ve hipertansiyon
2 - Eklem ve kemik hastalıkları
3 - Kanserler
4 - Kabızlık
5 - Diabet yani şeker hastalığı
Şimdi bu hastalıkların beslenmeyle ilgisi üzerinde ayrı ayrı duralım.
1 - Kalp - damar hastalıkları ve Hipertansiyon:
Günümüzde kalp ve damar hastalıklarına oldukça sık rasatlanmakta ve bu hastalıklara bağlı ölüm oranında da artışlar olmaktadır. Hastalığın oluşumunda çocukluktan itibaren beslenme önemli rol oynar.
Hastalığa yakalanmamak için nasıl beslenilmelidir?
Kandaki kolesterol düzeyindeki artış kalp ve damar hastalıklarında önemli bir nedendir.
Kan kolesterolü iyi ve kötü huylu olmak üzere ikiye ayrılır.
Diyetteki yağ miktarındaki artış, az posalı diyet, hareketsizlik, şişmanlık gibi etmenler kötü huylu kolesterole neden olurlar.
Kadınlarda menopoz (adetten kesilme) kalp ve damar hastalıklarında artışa neden olur.
Kalp hastalıklarının oluşumunda diğer önemli risk etmeni ise hipertansiyondur. Hipertansiyon yaşlı nüfusun en önemli sağlık sorunlarından biridir.
Hipertansiyon ve kan kolesterolünün kontrolu için:
- Diyetteki yağ miktarı azaltılmalı, bitkisel sıvı yağlar, zeytinyağı ve katı yağlar dengeli olarak tüketilmeli.
- Tuz tüketimi azaltılmalı
- Yeterli ve dengeli beslenmeli
- Fiziksel aktivite artırılmalı
- Boya uygun vücut ağırlığı korunmalıdır.
2 - Kemik Hastalığı (Osteoporoz)
Yaşlılıkta kalça, bilek ve omurilik gibi kemik kırıklarına daha sık rastlanır. Yaşlıyı eve ve yatağa bağlayarak ölümle sonuçlanabilir.
Osteoparazin hareketsizlik, çocukluktan itibaren yeterli kalsiyum alınamaması, güneşten yararlanamama ve östrojen hormonu yetersizliğine bağlı olarak ortaya çıkar.
Önlenmesi:
- Çocuklukta süt ve ürünlerinin yeterli düzeyde tüketilmesi,
- Spor yapma alışkanlığının edinilmesi,
- Menopoz sonrası gerekirse hekim denetimin de östrojen tedavisi,
- Güneşten yeterince yararlanma
• Yaşlılıkta yeterli ve dengeli beslenme ile mümkündür.
Resim 2. Yeterli ve dengeli beslenme her çağda gereklidir.
3 - Kanserler
Erken teşhis ve tedavi edilmediği takdirde genellikle ölümle sonuçlanan hastalıktır.
Sigara, yanmış ve dumanlanmış, çok tuzlu, çok yağlı besinlerin yaşam boyu aşırı tüketimi, C vitamini, E vitamini gibi antioksidan vitaminler ile posa ve kalsiyumlu gıdaların yetersiz tüketimi alkol, çevre kirliliği ve kalıtım başlıca kanser etmenleridir.
Bu olumsuz etmenlerin ortadan kaldırılması kanserden korunmada önem taşır.
4 - Diabet (Şeker Hastalığı)
Şişmanlık, dengesiz diyet ve kalıtım diabetin başlıca nedenleridir.
5 - Kabızlık
Yaşlılarda kabızlık önemli bir sorundur. Bu nedenle diyette posalı besinlere yer verilmelidir. Çiğ sebze ve meyve ile kurubaklagiller ve kepekli ekmek kullanımı uygun olur. Yeterince sıvı alınmalıdır. Kayısı ve erik hoşaf veya marmelatı ile ıhlamur gibi içecekler kabızlığı önler. Fiziksel aktivite artırılmalıdır. Uzun süre kabızlığı önleyici ilaçların (laksotiflerin) kullanımı sakıncalıdır. Çok zorunlu hallerde kısa süre alınabilir.
Resim 3. Yaşlılıkta çiğ sebze ve meyveler bir çok soruna şifadır.
YAŞLILIKTA İLAÇ KULLANIMI VE BESLENME
Yaşlılıkta sağlık sorunları arttığı için ilaç kullanımıda artmaktadır. Oysa ilaç kullanımı yaşlının beslenme durumunu olumsuz yönde etkileyebilmektedir.
Bazı ilaçlar iştahsızlık, mide buluntası, kusma, tat almayı olumsuz yönde etkileme gibi yan etkileriyle yaşlının besin alımını azaltırlar.
Hatta bazı ilaçlar besin öğelerinin vücutta kullanımını bozarlar. Bazılarıda vücut dokularında yıkımı artırdıklarından uzun süre kullanımı bireyin hastalıklara direncini azaltır.
Bu nedenle ilaçlar hekim tavsiyesiyle kullanılmalı ve ilacın gerektirdiği diyete mutlaka uyulmalıdır.
Bütün bu durumlar gözönüne alındığında, yaşlılar şu önerilerde bulunabiliriz.
Öğün sayısı arttırılarak, her öğündeki besin miktarı azaltılır, böylece sindirim güçlükleri, iştahsızlık önlenir.
Diyetteki sıvı miktarı arttırılmalı, tuz miktarı ise, azaltılmalıdır. Böylece böbreklerin yükü de azaltılmış olur.
Diyetin enerjisi normal vücut ağırlığını koruyacak şekilde ayarlanmalıdır.
Diyet yaşlının beslenme alışkanlıklarına ve olanaklarına göre düzenlenmelidir.
Yemeklerin pişirilmesinde, diyetin enerjisini arttırıcı, sindirimi güçleştirici kızartmalardan kaçınılmalı, yemekler haşlama ve ızgara yöntemleri ile pişirilmelidir. Çiğneme güçlüğü olanlarda besinler yumuşak ve sulu şekilde hazırlanır.
Diyette yeteri kadar sebze ve meyve bulundurularak kabızlık önlenebilir.
Ağır tatlılar, hamur işleri yaşlıların diyetinde yer almamalıdır. Tatlı olarak muhallebi, sütlaç gibi hafif sütlü tatlılar yaşlılar için daha uygundur.
Günde bir-iki kez çay ve kahve içmekten yaşlılar hoşlanabilir. Ancak bu içecekler yemekle birlikte tüketilmemeli, çayın ise açık ve limonla içilmesi tercih edilmelidir.
Diyetteki toplam yağ miktarı azaltılmalıdır. Katı ve sıvı yağlar diyette dengeli olarak yer almalı ve sıvı yağ olarak zeytinyağı tercih edilmelidir.
Kronik hastalığı olan yaşlıların diyeti hastalığa özgü düzenlenmelidir.
Fiziksel aktivite artırılmalı, mümkünse hergün yürüyüş yapılmalıdır.
Resim 4. Yaşlılar kırmızı et yerine tavuk ve balık etini tercih etmelidir.
Yaşlılıkta ilaç kullanımı artar. Bazı ilaçlar vücutta besinlerin kullanımını engellemektedir. Bu ilaçların özelliklerine göre yaşlının diyetinin düzenlenmesi gerekir.
Diyette kırmızı et yerine tavuk ve balık tüketilmelidir. Yağı azaltılmış süt ve ürünlerinin tüketimi tercih edilmelidir. Günde mutlak yarım ila bir litre süt içilmesi gerekir.
Bir günlük örnek yemek listesi:
Kahvaltı 1 kibrit kutusu büyüklüğünde beyaz peynir
1 kaşık tahin pekmez
1 orta dilim ekmek (50 g)
1 adet portakal veya domates
Öğle 1 Kepçe yayla çorbası
1 porsiyon patatesli, havuçlu tepsi köfte
3 dilim kabak tatlısı
1 orta dilim ekmek
Akşam 1 porsiyon mevsimine göre, sebze dolma (kabak, lahana)
1 bardak yoğurt
1 adet elma veya portakal
1 orta dilim ekmek
Aralarda Ihlamur, limonlu açık çay, sütlü tatlı, süt, ayran, meyve tüketilebilinir.
ÖĞRENDİKLERİMİZİ ÖZETLE TEKRARLAYALIM
Yaşlı bireyin kaliteli bir yaşam sürebilmesi için yeterli ve dengeli beslenmesi ve fiziksel aktivitesini artırması şarttır.
Yeterli ve dengeli beslenebilmek için her öğün dört besin grubundan alarak ve beslenme alışkanlıklarına bağlı olarak yeterli miktarlarda tüketmek gerekir. Bu besin grupları;
• Süt ve sütten yapılan yiyecekler,
• Et, yumurta, kurubaklagiller,
• Tahıllar,
- Taze sebze ve meyvelerdir.