İlaçlı meyve sebze Avrupa’ya ayıp, Türkiye’ye değil



AB, kabak, domates, armut ve biberdeki yüksek ilaç kalıntısını gerekçe göstererek Türk ürünlerine daha sıkı denetim getirdi. Kararı ‘haklı’ bulan uzmanlar, “Ya Türk tüketicisinin sağlığı ne olacak?” diye sordu

Antalya Yaş Meyve Sebze İhracatçıları Birliği (AYMSİB) Yönetim Kurulu Başkanı Mustafa Satıcı, Türkiye’nin Avrupa Birliği (AB) ülkelerine ihraç ettiği yaş sebze meyve ürünlerindeki kalıntı oranlarının yüksek çıkması üzerine AB’nin yeni denetim yönetmeliği yayınladığını söyledi. Satıcı, yeni uygulamayla Türk ürünlerini taşıyan her 10 TIR’dan birinin denetime tabi tutulacağını belirterek, “TIR’larımız  Bulgaristan gümrüklerinde en az 3 gün bekletilecek, kalıntı çıkan ürün imha edilecek” dedi.
AB Resmi Gazetesi’nde yayınlanan Avrupa Birliği Komisyon Yönetmeliği’nin Türkiye’ye yansımalarını değerlendiren Satıcı, “Dünya standartlarında denetim oranı yüzde 1- 2 iken AB’nin yeni yönetmeliğine göre Türkiye’den AB ülkelerine gönderilen taze biber, kabak, domates ve armut ürünlerinin gümrük kapılarında yüzde 10 sıklıkla (Her 10 TIR’dan birinde) zirai ilaç kalıntı analizi yapılmaya başlanacak” dedi.

‘AB çok da haksız değil’
Türkiye’den ithal edilen ürünlerde çıkan kalıntı oranının yüksek olması nedeniyle AB’nin böyle bir uygulama içine girdiğini anlatan Satıcı “Biber, armut ve kabakta ortaya çıkan kalıntı oranlarına bakıldığında, AB’nin çok da haksız olmadığını düşünüyoruz” dedi.
Bu uygulamanın ihracat oranlarını olumsuz yönde etkileyeceğini belirten Satıcı şöyle konuştu:
“Ürünün analiz sonuçlarının temiz çıkması durumunda bile ciddi sıkıntılara yol açacaktır. Ürünlerin bozulmasının yanı sıra, önemli miktarda Almanya, Avusturya, İngiltere ve Romanya gibi ülkelerde süpermarketlere yapılan ihracatımız durma noktasına gelecek.”

Rusya’nın yasağı domatesi vurmuştu
-  Rusya, 2006’da Türk tarım ürünlerine analiz zorunluluğu getirmiş, Haziran 2008’de Türkiye’den yaş sebze ve meyve ithalatını durdurmuştu. Bu durum domatesin hallerde yığılmasına ve fiyatının yarı yarıya düşmesine neden olmuştu.  
-  2009’da iki ülke arasında yapılan görüşmeler sonucunda ‘her ürünün kayıt altına alınması’ sistemine geçilmesi şartıyla ihracatın yeniden başlatılması yönünde anlaşmaya varılmıştı.

İlaca en hassas sebze kabak
-  Kabak, yapı itibariyle hem zirai ilaçları hem de topraktaki kimyasal maddeleri en fazla bünyesine alan bitki olarak biliniyor.
-  Bu özelliğinden dolayı kabak bazı ülkelerde kimyasallarla kirlenmiş toprakları temizlemek için ekiliyor.
-  Kabağın bu özelliğinden dolayı bir çok ülke kabak ithalatında denetimi sıkı tutuyor.

Almanya ile armut krizi
-  Ekim 2008 ve 2009’da Almanya Baden - Württemberg eyaleti Tarım Bakanı, Türkiye’den alınan armutlarda, amitraz ilacının olması gerekenden 6 kat fazla çıktığını açıklamıştıı. İlk yıl Türkiye’den giden 4 ton armut imha edilmiş, ikinci yıl kriz zirveye çıkmıştı. 
-  ‘İlaç kalıntılı armutlar Türkiye’de mi tüketiliyor’ şüphesi iç pazardaki armut satışlarını düşürmüştü. 
-  Tarım Bakanlığı, Almanya’dan geri dönen armutların Türkiye’de satılmadığını açıklarken, uzmanlar, bu armutların iç piyasaya sürüldüğünü iddia etmişti.

Eski sabıkalı biber
-  Biberde ilk ilaç kalıntısı krizi 2002’de Almanya ile yaşanmıştı. İlaç kalıntısı gerekçesiyle imha edilen Türk biberlerinin yarattığı tartışmanın ardından 2002’de Antalya’nın biber ihracatını yüzde 80 oranında düşmüştü.
-  Avusturya, 1 Mart 2004’ten itibaren Türk biberinin her partisinden kalıntı analizi için numune almaya başlamıştı.  
-  Rusya’nın 2008 ve 2009’da Türkiye’den yaş sebze meyve alımını durdurma kararından en çok etkilenen ürünlerden biri biber olmuştu.

‘AB’ye uyum için 5 yıl gerekiyor’
Yavuz Taner-Alara Tarım CEO’su

“Bu tip uygulamalar bizim sık sık yanlış yapmamızdan kaynaklanıyor. AB bu konuda kendince haklı ve sıkı şartlar koymuş ama biz bu şartlara uyum sağlamak konusunda sıkıntı çekiyoruz. AB’nin bu standartlarına uyum sağlamamız da 5 yıl sürer. Tabii o zamana kadar bu tür sıkıntıları da yaşayacağız, ilaç kalıntılı ürünleri de yiyeceğiz. Ama Avrupalı da bu sıkı standartları getirene kadar ilaç kalıntılı ürünleri yemişti. Sonuçta  onların ürettiği ilaçları kullanıyoruz.”

‘Çok manidar bir uygulama’
Salih Çalı - Uludağ Yaş Sebze ve Meyve İhracatçıları Birliği Birliği Başkanı

“Bu uygulama, hiç hoş değil ama son derece manidar ve düşündürücüdür. Bazı çevreler ‘Bu konuyu fazla mı abartıyoruz, fazla mı büyütüyoruz?’ diyordu. Ancak bu tip uygulamalarla karşı karşıya kalmamız gösteriyor ki abartmıyormuşuz. Onların tabiriyle yaşadığımız şey ‘küçük bir trafik kazası’ değildir. AB bu konuda çok hassas ve ‘müşteri daima haklıdır’ prensibiyle bu konuya daha fazla hassasiyet göstermek zorundayız.”

‘Bizim tüketiciyi   kim düşünecek?’
Gökhan Günaydın - Türkiye Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı

“AB’ye ihraç edilen 2- 3 milyon ton, iç piyasada 40 milyon ton ürün var. İhraç ürünler daha özenle yetiştirilmesine rağmen yine de ilaç kalıntısı barındırıyor. Türkiye’de ilaçların ruhsatlama, satış ve uygulama sistemi yerine oturmadığı müddetçe, ihracatı olumsuz etkileyecek bu tarz uygulamalara maruz kalınacak. Ama ürünlerde kalıntı fazla çıkarsa   iç piyasadaki ürünü tüketen tüketiciyi kim düşünecek?”

‘AB, bakanlığın itirazına aldırmadı’
İbrahim Yetkin - Türkiye Ziraatçılar Derneği Balkanı

“Tarım Bakanlığı yönetmeliğe itiraz etmesine rağmen, AB denetimlerini sıklaştırıyor. Çünkü AB, gelişmekte olan ülkeler için 25 milyon dolarlık pazar. Türkiye,  şartları yerine getirebilirse yılda 16 milyar dolar ihracat yapabilir. Türkiye önce zirai ilaç kalıntısı konusunda denetimlerini ve laboratuvarlarını artırmalı. Bakanlık daha ciddi bir çalışma yapılmalı. Sonrada ihracat yapacağımız her ülkeyle ayrı bir sözleşme imzalamalıyız.”

http://www.milliyet.com.tr/ilacli-meyve-sebze-avrupa-ya-ayip-turkiye-ye-degil/ekonomi/haberdetay/03.02.2010/1193742/default.htm

ESRA ÖZSÜMER / TUĞBA BOZKURT / Salim UZUN