İthalata izin versinler, Avrupa'dan damızlık hayvan getirelim

Banvit Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener, artan et fiyatları karşısında kontrollü bir master plan çerçevesinde, Türkiye'nin ihtiyacı kadar damızlık hayvan veya besi için buzağı getirilmesine müsaade edilmesi gerektiğini savunuyor.
Geçen yazımda Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker'in et fiyatlarının dengeye oturduğu, ithalata gerek olmadığı yönündeki açıklamalarına değinerek, "Mehdi Eker'e göre et fiyatı şimdilik dengede, peki ya sonrası" sorusunu sormuştum.
Yazımda, et fiyatlarındaki artışın nedenlerini madde madde sıralayarak şu tespiti yapmıştım: "Yemi ucuzlattığınızda, hayvan ırkını da ıslah ettiğinizde ve et ırkı hayvan geliştirdiğinizde sorunu kökünden çözmeye başlarsınız. O zaman da Türk halkı eti ucuza yiyebilir."
Yazım üzerine, Banvit Yönetim Kurulu Başkanı Ömer Görener, aynı konuda bir açıklama yolladı. Bu açıklamayı sizlerle de paylaşmak istiyorum. Ama öncelikle şunu belirteyim... Ömer Görener'in, ithalattan yana olması beni şaşırttı. Çünkü bir süredir konuştuğum et ve süt üreticileri ve büyük işletme sahipleri tam tersi bir durumu savunuyor. Yani, ithalata karşı bir tutum sergiliyorlar.
Gelelim Görener'in, açıklamalarına. Ömer Görener, kırmızı ette en büyük üreticinin bile yüzde 1 pazar payının olmayışına işaret edip, "Dolayısıyla bu piyasa spekülasyon yapılmayacak kadar dağınıktır" diyor.
Ömer Görener'e göre, 2008 yılında aşırı derecede yükselen yem fiyatları ve süt tozu ithalatı nedeniyle çiftçiler, hayvanlarını besleyememe noktasına gelerek, kesime gönderme durumunda kaldılar. Kesime gelen bu fazlalık hayvanlar da et fiyatlarının aşırı yükselmesini geciktirdi ve fiyatlardaki artış, 2009 yılı ortasından itibaren hissedilir düzeye geldi.
4 yıldır et fiyatları artmıyor
"Bu son yükseliş öncesi, et fiyatlarını incelediğinizde yaklaşık 4 yıldır hiçbir artış olmadığını göreceksiniz" diyor Ömer Görener ve şöyle devam ediyor:
"Yüksek yem fiyatları nedeniyle damızlık sığırlar kesime yollanmış ve ülkedeki hayvan popülasyonu azalmıştır. Bu nedenle 2008'deki düşük süt fiyatları, son dönemde bazı kooperatif ihalelerinde 100 kuruşun üzerine çıkmış, piyasadaki buzağı arzında sıkıntılar doğmuş ve besi için alınan buzağıların adet fiyatları 8 ayda 550 TL'den, 900 TL'ye yükselmiştir."
Ömer Görener, sorunların bir tanesinin de ihracat olduğuna değiniyor. 2008 Ekim ayında 1.20'lerden yükselmeye başlayan TL/dolar paritesinin, 2009 Mart aylarında 1.70'lere ulaştığını belirten Görener, böylece birkaç yıldır büyükbaş karkas fiyatlarının altında kalan küçükbaş karkas fiyatları, Arap ülkeleri açısından cazip hale gelerek, küçükbaş ihracatını tetiklediğini vurguluyor. Görener, böylece karkas kuzu fiyatlarının 7 TL'den, 18 TL/Kg'ye kadar yükseldiğine dikkat çekerek, "Yaklaşık üç yıldır yatay seyreden büyükbaş karkas fiyatların 8 ila 9 TL/Kg'den 15 TL'ye yükselmesinin sebebi budur" diyor.
İthalata neden ihtiyaç var
Ömer Görener'e göre, hayvan sayısının azalması, hayvan başına düşen verimin artmayışı, süt ve et fiyatlarının yükselmesi için baskı oluşturuyor. Türkiye'deki süt üretiminin artırılmasının, verimli damızlık popülasyonunun artışı ile mümkün olabileceğine değinen Görener, süt ve et fiyatlarının aşırı yükselmesinin engellenerek, fiyatların dengede tutulabileceğini vurguluyor.
Ömer Görener, ilgili resmi makamların ve derneklerin beraberce konsensüsü ile Türkiye büyükbaş ve küçükbaş envanterinin tam ve doğru olarak çıkarılması gerektiğini de ifade ederek, "Daha sonra ülkenin ihtiyacına göre olması gereken hedef envanter belirlenir ve aradaki fark belirli bir program içerisinde ülkeye sokulur. Fakat ithalat yapılırken içerideki üretici fiyatları düşünülerek, üreticilerin zarar etmelerine kesinlikle müsaade edilmeden ithalat yapılmalıdır. Diğer taraftan 100 baş olan ithalat sınırı düşürülmeli, belki 20 olmalıdır ki daha çok insan ithalat yaparak, ülkeye damızlım getirebilsin" diyor.
Denizaşırı ithalat zor
Ömer Görener'e göre, önemli olan; deniz aşırı ülkelerden büyükbaş damızlık getirmenin zor, komplike ve çok para bağlanan bir işlem olması. Bu nedenle de Türkiye'ye daha yakın olan Avrupa Birliği'nden damızlık ithal edilmesi daha doğru. Ancak, AB'de deli dana vakaları görüldüğü için tüm ülkelerin yasaklı konumda bulunduğunu belirten Ömer Görener, şunları ifade ediyor:
"Örneğin, İsveç'in bir köyünde bir vaka görülüyor ise, tüm İsveç yasaklı listesine dahil edilmektedir. Oysa, bütün ülke değil, bölümlendirme yapılarak, sadece risk altındaki bölgelerden ithalata yasak getirilmedir. İthalat yapılırsa da biyogüvenlik konusu göz ardı ediliyor olarak gösterilmemelidir. Daha önce AB ile imzalamış olduğumuz et ithalatı anlaşması ise damızlık gebe düveye ve besi buzağısına kaydırılabilir. Dolayısıyla başka sektörlerin ihracat olanaklarının önünde engel olarak tutulan et ithalatı meselesi de çözülür."
Süt tozu, et ithalatı yapılmasın
Ömer Görener, iç piyasada üreticilerin kârlılığının muhakkak gözetilerek, kontrollü bir master plan çerçevesinde, Türkiye'nin ihtiyacı kadar damızlık hayvan veya besi için buzağı getirilmesine müsaade edilmesi gerektiğine de dikkat çekiyor. Ardından da "Kesinlikle süt tozu ve et ithalatına müsaade edilmemelidir" diye ekliyor.
Evet... Ömer Görener'in açıklamaları böyle. Görünen o ki Görener, ithalat yanlısı ve piyasanın ithalat ile regüle edilmesini savunuyor. Bence, Ömer Görener'in bu açıklamaları, özellikle üretici kesim tarafından tepki çekeceğe benziyor.


Noyan Doğan

http://www.referansgazetesi.com/haber.aspx?HBR_KOD=136807&KTG_KOD=532