KOYUN VE KEÇİLERDE İÇ VE DIŞ PARAZİTLER


 

Koyun ve keçilere zarar veren etkenler daha önceki derslerimizde anlattığımız hastalıklarla bitmiyor.

Birde onlara verdiğimiz gıdaları paylaşıp verimi düşürerek hayvanlara olduğu kadar bize de zarar veren parazitler bulunmaktadır.

Bunlar insanlara da geçip ölümlere bile neden olan önemli zararlılardır.

 

Bu dersimizde bunları inceleyeceğiz. Nedir, belirtileri nelerdir, nasıl tanınırlar, tedavi nasıl olur ve bunlardan nasıl korunulur?

İşte iç ve dış parazitler.

İÇ PARAZİTLER

KELEBEK HASTALIĞI

 

Sulak ve rutubetli yerlerde çok görülen, karaciğerde, safra kanallarında yerleşen parazitlerdir. Halk arasında Yaprak kelebeği, Yılan kelebeği ve Kum kelebeği gibi adlarla bilinirler.

 

Nasıl bulaşır?

 

Karaciğerde yaşayan kelebeklerin yumurtaları gaita (Dışkı) ile dışarı atılırlar. Bu yumurtalar, durgun akan dere kenarlarında, çeşme yalaklarında yaşayan sümüklü böcekler tarafından alındıklarında, burada gelişerek dışarı çıkarlar. Otlara yapışırlar ve bu otları yiyen hayvanların karaciğerlerine giderek yerleşirler.

 

Resim 71: Kelebekler

 

Belirtileri nelerdir?

 

Havaların soğuması, bakım ve besleme şartlarının kötüye gitmesi durumlarında hayvanlarda belirtiler görülmeye başlar. Hasta hayvanlar göğüslerinin üzerine yatarlar, bitkinlik ve iştahsızlık görülür. Ölen hayvanların karın boşluklarında kanlı bir sıvı toplanmıştır. Karaciğer şişkin, kanlı ve gevrektir. Bastırınca kolayca parçalanır. Ölen hayvanların karaciğerleri laboratuvara götürülürse kolayca teşhis konur.

 

Tedavide, Veteriner Hekime başvurulmalı, onun verdiği ilaçlar yine onun önereceği şekilde düzenli olarak kullanılmalıdır.

 

ŞERİTLER (SESTODLAR)

 

Halka halka, yassı vücudu olan parazitlerdir. Ön kısımda bulunan başı ile bağırsağa tutunurlar. Gelişmelerini ara konakçı yardımı ile tamamlarlar. Bu parazitler, hayvanların bağırsaklarındaki besin maddelerini emerek onlarda zayıflama ve düşkünlüğe yol açtıkları gibi, bir de toksin (zehir) salgılayarak hayvanları zehirlerler.

 

Böylece hayvanlarda zafiyet, kansızlık, halsizlik, ishal gibi belirtiler ortaya çıkar. Kuzular hastalığa oldukça dayanıksız olup, ince bağırsakları parazitle tıkanan hayvanlarda ölüm görülür.

 

Teşhis, parazitin halkalarını dışkıda, anüs kenarında görmekle ve laboratuvarda yapılacak dışkı muayenesi ile konur.

Resim 72: Bir şerit

 

Nasıl tedavi edilir?

 

Tedavide, çok çeşitli ve etkili ilaçlar mevcuttur. Zamanında ve uygun miktarlarda kullanıldığında iyi sonuç alınır.

 

COENURUS CEREBRALİS

 

Halk arasında delibaş ya da devvare hastalığı olarak bilinen bir hastalığın nedenidir.

 

Nasıl bulaşır?

 

Köpeklerde yaşayan bir tenyanın larva formudur. Koyun ve keçiler bu tenyanın ara konakçısıdır. Hastalıklı köpeklerin dışkısı ile enfekte olan meralarda otlayan koyun ve keçiler bu etkeni alırlar. Coenurus cerebralis merkezi sinir sisteminde (beyin, beyincik, omurilik soğanı) yerleşmektedir.

 

Nasıl tanınır?

 

Hayvanlar durgun, başları aşağıya ve yana eğik vaziyettedir. Başlarını yemliklere, duvarlara yaslarlar, diş gıcırdatma ve görme bozukluğu, ileri safhalarda körlük meydana gelir. Hayvanlar kendi etraflarında dönerler (bu yüzden delibaş hastalığı denmiştir). Daha sonra felç görülebilir. Ölüm bir hafta içinde meydana gelir. Genç hayvanlarda daha fazla görülür.

 

Nasıl tedavi edilir?

 

Tedavi, ilerlemiş durumlarda, hastalığın son dönemlerinde mümkün değildir. Bu durumdaki hayvanlar kesime sevk edilir. Hastalık erken döneminde fark edilirse, etkili ilaçlarla tedavi şansı olabilir. Ancak asıl tedbir, bu parazitin son konakçısı olan köpeklerin tedavi edilmesidir. Bu amaçla köpekler sık sık etkili ilaçlarla tedavi edilmelidir.

 

 

EKİNOKOK

 

Hayvanların yanısıra, insanlara da çok kolay geçebilen bir parazit olması sebebi ile, insan ve hayvan sağlığı açısından çok önemlidir.

 

Nasıl bulaşır?

 

Kesin konakçısı olan köpeklerin bağırsaklarında yaşayan küçük bir şerit bu hastalığa sebep olur. Bu şeritlerin yumurtaları dışkı ile dışarı atıldığında, etrafta bulunan sebzelere, meyvelere veya köpeklere, elle temasla bulaşmakta, bazen de toz-toprak ile karışmaktadır.

 

Daha sonra bu bulaşık sebze-meyvelerden, ellerimizden, toz-topraktan da insanlara bulaşmaktadır. Ağız yolu ile mide-bağırsağa gelip açılmakta, orada gelişmekte ve daha sonra çeşitli organlara gidip yerleşmektedir. Yerleştiği yerlerde Kist hidatik adı verilen içi su dolu keseler meydana getirmekte ve bu keseler zamanla giderek büyümektedir. Şiddetli ağrılara ve zayıflamaya sebep olur. Eğer bu içi su dolu keseler patlarsa ölüme sebebiyet verirler. Ameliyatla bu keselerin patlatılmadan, dikkatlice çıkarılması gerekmektedir.

Koyun ve keçilerde de aynı şekilde gelişmektedir. Eğer bu hasta hayvanların kistli iç organları köpekler tarafından yenirse, onların bağırsaklarında tekrar küçük şeritler oluşmakta, yumurtaları dışarı çıkarak insan ve hayvanlar tarafından alındığında da yine hastalık oluşmakta ve bu döngü böylece devam etmektedir.

 

Resim 73: Kistli karaciğer

 

Korunma ve tedavi nasıl yapılır?

 

Bu sebeple, bu döngüyü kırmak, bu zincirin halkalarını koparmak gerekir. Köpekler düzenli olarak bu şeritlere karşı ilaçlanmalı ve asıl önemlisi kist hidatikli (içi su dolu keseli) organlar asla köpeklere verilmemelidir. Böyle hastalıklı organlar, yakılarak, derin çukurlara gömülerek veya üzerlerine kireç dökülüp gömülmek suretiyle imha edilmelidir. Kısacası kesinlikle köpeklerin yemesine izin verilmemeli, bunu herkese anlatıp öğretmeli ve herkesin de yedirmemesi sağlanmalıdır.

 

MİDE-BAĞIRSAK KIL KURDU

 

Ülkemiz koyun ve keçilerinde oldukça sık görülür. Mide ve bağırsaklarda yaşarlar.

 

Nasıl bulaşır, nasıl tanınır?

 

Hayvanların dışkıları ile dışarı çıkan parazit yumurtalarından kurtçuklar (larvalar) çıkar. Bu kurtçukların bulunduğu otları yiyen hayvanların mide ve bağırsaklarında parazitler gelişmelerini tamamlarlar ve bu organlarda yerleşirler. Hayvanlarda halsizlik, iştahsızlık, zayıflama, kansızlık ve ishal görülür.

 

Nasıl tedavi edilir, nasıl korunulur?

 

Tedavide, etkili ilaçlar kullanılırsa, hastalık ortadan kalkar. İlaçlama, mevsime, hayvanların yaşına, parazitin en yoğun olduğu zamana göre yapılır. Ayrıca, koruyucu olarak da ilaçlama yapılabilir. Parazitle mücadelede, hayvanların besili ve bakımlı olmalarının da önemi büyüktür. Kıl kurdu teşhisi Veteriner Hekimlerce kolayca yapılabilir.

 

AKCİĞER KIL KURDU

 

Koyun ve keçilerin akciğerlerinde ve soluk borusunda yaşarlar. Akciğerlerde iltihaba sebep olurlar. Boyu 3-8 cm, beyaz renkli, iplik görünümünde kurtlardır.

Nasıl bulaşır, nasıl tanınır?

 

Kurtları yumurtaları öksürükle dışarı çıkar veya hayvan tarafından yutulup dışkı ile atılır. Yumurtadan kurtçuklar (larvalar) çıkar ve otlara yapışırlar. Bu parazitli otları yiyen hayvanların bağırsağına, oradan da kan yolu ile akciğere gider ve burada yerleşir.

 

Resim 74: Akciğer kıl kurdu

 

Akciğer kıl kurdu bulunan hayvanlarda aşırı öksürük vardır. Hayvanlarda yorgunluk, bitkinlik, zayıflama, kansızlık, burun-göz akıntısı, bazen de ishal görülür. Hayvanda aynı zamanda mide-bağırsak kıl kurtları da varsa, hayvanın yaşama şansı çok azalır. Koyun ve keçiler solunum yetmezliğinden veya akciğer iltihabından ölürler.

Hayvanlarda kıl kurdu olup olmadığı Veteriner Laboratuvarında hayvanların dışkılarından kesin olarak teşhis edilir. Ölen hayvanların ise soluk borusu ve akciğerleri taze iken laboratuvara ulaştırılırsa çok kolay şekilde teşhisi yapılır.

 

Nasıl tedavi edilir ve korunulur?

 

Ancak koruyucu tedbir olarak, hayvanların parazitli meralarda otlatılmaması, temizlik, bakım ve beslemeye gereken önemin verilmesi asıl önemli unsurlardır.

 

DIŞ PARAZİTLER

 

UYUZ

 

Koyun ve keçilerde kaşıntıya ve tüylerin dökülmesine sebep olan bir hastalıktır. Uyuzu, Uyuz böceği denilen, çok küçük parazitler deri altına yerleşerek meydana getirirler. Deri altında kanallar açarak, orada yaşarlar. Döllenmiş dişi böcekler yumurtlar, bu yumurtalardan yeni böcekler çıkar. Böylece parazitler çoğalırlar. Deride kızarıklık, kabuklanma ve kıvrımlı bir görünüm oluşturur. Bir hayvandan diğerine bulaşma çok kolay olur.

Tedavide, uyuzlu hayvanlar ayrı yerlere alınmalı, banyo, püskürtme, toz şeklindeki ilaçlarla Veteriner Hekimlerin tavsiyeleri doğrultusunda usulüne uygun olarak ilaçlanmalıdır.

 

KENE

 

Sert kene (mera kenesi) ve yumuşak kene (ağıl kenesi, sakırga) olmak üzere iki tip kene vardır. Yumuşak keneler, çok küçük başlı, sarı-toprak rengindedirler. Mera keneleri ise sert bir örtü ile kaplıdırlar. Bu parazitler hayvanları kanını emerek gelişmelerini sürdürürler. Bu esnada da birçok hastalığı hayvandan hayvana naklederler.

 

Resim 75: Keneler

 

Veteriner Hekimin tavsiye edeceği püskürtme, sürme ve banyo şeklindeki ilaçlar kullanılarak, hayvanların kenelerden arındırılması yoluna gidilmelidir. Diğer taraftan, hayvan barınakları sık sık temizlenerek ilaçlanmalı ve buradaki keneler de yok edilmelidir.

 

KAN PARAZİTLERİ

 

Halk arasında yavsı adı verilen mera keneleri tarafından, kan emmeleri esnasında hayvanlara bulaştırılan parazitlerdir. Bu parazitlerin sebep olduğu hastalıklar, yaz aylarında özellikle Mayıs-Ağustos arasında görülür.

 

THEİLERİOSİS (SITMA)

 

Yine keneler tarafından hayvanlara bulaştırılan, hızlı veya yavaş gelişebilen bir parazit hastalığıdır.

 

Hızlı gelişmede, önce hayvanın lenf bezleri şişer. Bu bezlerin içleri sarıdır. Kanlı ve sümüklü bir ishal görülür. Hayvanlar 8-15 gün içinde ölebilirler.

 

BABESİOSİS (Kan İşeme Hastalığı, Ağrıma)

 

Kenelerin kan emmeleri sırasında koyun ve keçilere bulaştırdıkları bir hastalıktır. Yüksek ateş, kansızlık, kalp çarpıntısı, sarılık, sarı renkli dışkı, bazen ishal, geviş getirmenin durması ve kan işeme görülen belirtilerdir. Göz kapaklarının içleri önce kızarır, sonra sararır, idrar koyulaşır, kahve telvesi rengine döner, zamanında tedavi edilmezse 8-15 gün içerisinde ölüm görülür.

 

Buraya kadar kan parazitlerinin yaptığı hastalıklar ve zararlarını öğrendik.

 

KAN PARAZİTLERİNİN TEDAVİSİNDE ŞU NOKTALARA MUTLAKA DİKKAT EDİLMELİDİR.

 

•  Tedavi Veteriner Hekimin uygun gördüğü ilaçlar ve yine onun

kontrolünde uygulanmalıdır.

•  Bu parazitlere karşı olan ilaçların yanında, kalbi kuvvetlendirici,

•  Kan yapımını artırıcı ilaçlar,

•  Vitaminler

•  İyi bir bakım-besleme uygulanmalıdır.

 

Hayvanların hastalıktan korunması için en önemlisi temizlik, kenelerle yapılacak olan düzenli ve etkili mücadele çok önemli ve gereklidir.