Bin 435 adet yerli üzüm çeşidi milli koleksiyon bağı’nda

Bağcılığın anavatanlarından biri olarak kabul edilen ülkemizde ne kadar yerli üzüm çeşidi yetiştirilmektedir?

 

Bağcılık için en uygun iklim ve toprak koşullarına sahip olan ülkemizde yaklaşık 6000 yıldır bağcılık yapılıyor. Üzümün kurutmalık, sofralık ve çok çeşitli ürünleri işlenerek değerlendirilmesi, farklı ekolojilerde bağcılığın yapılabilmesi ülkemizde üzüm için çok zengin  biyoçeşitlilik oluşmasını sağlamıştır. Enstitümüzün 1965 yılında başlattığı  “Türkiye Asma Genetik Kaynaklarının Belirlenmesi, Muhafazası ve Tanımlanması Üzerinde Araştırmalar” projesi kapsamında  bin 435 adet yerli üzüm çeşidi toplanmış, Milli Koleksiyon Bağı’nda muhafaza altına alınmış ve tanımlama çalışmaları yapılmıştır. Devam eden çalışmalar ile birlikte bu sayı daha da artacaktır.
 

 

 

YAKLAŞIK 60 ÜZÜM ÇEŞİDİNİN YETİŞTİRİCİLİĞİ YAPILIYOR
 

Ülkemizde yetiştiriciliği yapılan, verim ve kalitesi yüksek çeşitler nelerdir?
 

Coğrafi konumu itibariyle ülkemiz; sofralık, kurutmalık, şaraplık ve şıralık üzüm çeşitlerinin yetiştiriciliği için en ideal ekolojik koşullara sahip. Yerli üzüm çeşitlerimizin bir kısmının yanı sıra bazı yabancı üzüm çeşitleri ile birlikte 50-60 üzüm çeşidinin ekonomik anlamda yetiştiriciliği yapılıyor.
 

Sofralık çeşitlerden en önemlisi dünyada da yaklaşık yüzde 40’lık pazar payına sahip olan “Sultani çekirdeksiz”dir. Bu çeşidi son yıllarda giderek artan üretim alanları ile birlikte Alphonse Lavallée ve Cardinal çeşitleri izlemektedir. Yerli çeşitlerden Trakya ilkeren, yabancı çeşitlerden M. Palieri ve Red Globe üretim alanları artma eğiliminde. Bunların yanında Müşküle, Razakı, Yalova incisi ve Tarsus beyazı  ise üretimi düşen çeşitler arasında.
 

Şaraplık üzüm çeşidi olarak yerli çeşitlerden Papazkarası, Karasakız, Yapıncak, Vasilaki, Ada karası, Çal karası, Bornova Misketi, Kalecik karası, Emir, Beylerce, Narince, Öküzgözü, Boğazkere; yabancı çeşitlerden Cabernet Sauvignon, Carignan, Alicante Bouschet, Syrah, Merlot, Chardonnay, Sauvignon Blanc yetiştirilmekte olup son yıllarda Narince, Öküzgözü, Boğazkere, Cabernet Sauvignon, Kalecik karası, Syrah, Merlot gibi şaraplık üzüm çeşitleri ön planda yer alıyor.
 

EKONOMİK BAĞCILIK İÇİN YILLIK ORTALAMA SICAKLIK 9 0C OLMALI
 

Bağ tesisi kurma noktasında yer seçimi, fidan seçimi ve dikimi  hakkında neler söyleyebilirsiniz?
 

Yeni bir bağ kurulurken sıcaklık, güneşlenme, yağışlar, havanın oransal nemi, rüzgârlar ve bölgede görülen ilkbahar geç donları gibi faktörler göz önüne alınmalı. Bir yörede ekonomik olarak bağcılık için yıllık ortalama sıcaklık +9°C, en soğuk ayın ortalama sıcaklığı +2°C olmalıdır. Bunun dışında yetiştirilmek istenen çeşit için vejetasyon döneminde gerekli olan toplam sıcaklığın bağ kurulmak istenen bölgede olup olmadığı değerlendirilmelidir. Asma bitkisinde en uygun gelişme için 1200 saati vejetasyon devresine yansıyan 1500-1600 saatlik toplam güneşlenme gerekiyor. Güney yönüne bakan bağlar güneşten daha fazla faydalanırlar.  Toplam yağışın 500-600 mm olduğu yerlerde sulama yapılmadan bağcılık yapılabilir. Ancak özellikle ticari sofralık yetiştiricilikte sulama verimi arttıran bir etmendir. Dolayısıyla bağ kurulacak arazideki su kaynakları değerlendirilmelidir. Bölgede hâkim rüzgârların yönü ve bunların hızı hava sıcaklığını etkilemesi, çeşit seçimi ve bağın kurulma yönü bakımından önemlidir. İlkbahar geç donlarının görüldüğü yerlerde don çukurlarına bağ kurmaktan kaçınılmalı ve mümkünse geç uyanan çeşitler tercih edilmelidir. Anaç ve üzüm çeşitleri yörenin iklim ve toprak koşullarına, ürünün değerlendirme şekline ve destek sistemine uygun olmalıdır. Bağ tesisinden önce toprak analizi yaptırılarak bitki besleme uygulamaları yapılabilir. Dikim öncesi bağ toprağının en az 50-60 cm derinlikte işlenmesi iyi bir bitki gelişimi için gereklidir.

 

 

 

 

BAĞCILIKTA KIŞ BUDAMASI ÖNEM TAŞIR
 

“Bakarsan bağ olur bakmazsan dağ olur” atasözünden hareketle bağ yetiştiriciliği ile ilgili neler söyleyebilirsiniz? Bağ bakımı genel itibariyle  nasıl yapılmalıdır?
 

Bağcılık Anadolu toprakları için yalnızca ekonomik bir uğraş değil, aynı zamanda sosyolojik ve kültürel devamlılığı sağlayan bir unsur. Gerçek anlamda doğru bir bağcılık dikimden hasada kadar bir dizi kültürel işlemin zamanında ve doğru bir şekilde yapılmasını gerektirir. Sarılıcı bir bitki olan asmanın dikimi ile birlikte destek sistemi oluşturulmakta, bu destek sistemine ve budama isteğine uygun olarak asmalara terbiye şekli verilmektedir. Asma bitkisinde gelişme ile birlikte verim ve kaliteyi optimize etmek için kış ve yaz budamaları yapılır. Budama, asmalarda büyüme ve gelişme ile üzüm verim ve kalitesinin dengelenmesi amacıyla, özellikle bir yaşlı dallar ve yazlık sürgünler üzerinde gerçekleştirilen kısaltma, çıkarma ve seyreltme gibi işlemlerdir.  Bağcılıkta özellikle kış budaması önem taşır. Bu budamada bir yıl önce, sürgün halinde oluşan ve budama mevsiminde yıllık dal (çubuk) adını alan organların yüzde 70-80’i kesilip çıkarılır. Yaz budamasında ise uç alma veya benzeri uygulamalarla asmada kesilip çıkarılan kısımlar toplam yeşil aksamın yüzde 30-40’ı kadardır. Kış budaması sonbaharda yaprak dökümünden ilkbaharda gözler uyanıncaya kadar bağların dinlenme devresinde yapılır. Kışları sert geçen bölgelerde tehlikeli soğukların geçmesi beklenir. Her yıl yapılan kış budamasında omcalara verilmiş olan terbiye şekli esas alınarak belli prensipler göz önünde bulundurulmalıdır. Budama şekli üzerine çeşidin göz verimliliği ve ürünün değerlendirme şekli etkili olmaktadır.
 

Çeşit ve yörenin hassasiyetine bağlı olarak değişen sayıda ilaçlama uygulamaları, sulama, toprak işleme ve bitki besleme uygulamaları sonunda üzümler hasat edilir.
 

Geçmişten günümüze bağcılıkta neler değişti?
 

Avrupa’da üzüm yetiştiriciliği tekniğinde köklü değişiklik, filoksera zararlısının bağlarda çok büyük zarara yol açmasından sonra gerçekleştirildi. Bu sorun kültür asmasının dayanıklı anaçlar üzerinde yetiştirilmesi ile çözüldü. Günümüzde özellikle filoksera zararlısı ile bulaşık olan alanlarda toprak yapısına uygun, üzerindeki çeşitle gelişme, verimlilik ve kalite açısından uyum sağlayan anaçların seçimi önem taşıyor. Geçmişte bağ bölgelerimizde ağırlıklı olarak az verimli, mekanizasyona elverişli olmayan kısa budama esaslı Goble gibi alçak gövdeli terbiye sistemleri kullanılıyordu. Oysa günümüzde kültürel uygulamaları kolaylaştıran ve mekanizasyona elverişli orta veya yüksek gövdeli telli terbiye sistemlerinin yayılması ile toplam verim ve kalitede ilerleme sağlandı.

Köyden kente nüfus hareketleri, yüksek gelir edilmesine yönelik ticari kaygılar yerli üzüm çeşitlerinin yetiştiriciliğinin sınırlanmasına yol açtı. Bulundukları bölgeye uyumlu bu çeşitlerin yerini ticari öneme sahip yabancı çeşitler veya melezleme ile elde edilen pazar değeri yüksek çeşitler almakta. Bununla birlikte çevre dostu sürdürebilir bağcılık, organik bağcılık ve iyi tarım uygulamalarının özellikle Bakanlığımız politikaları ile birlikte arttığını belirtmek gerekir. Narince, Yapıncak gibi çeşitlerde sarmalık asma yaprağından elde edilen yüksek gelirin, son yıllarda yalnızca yaprak üretimine yönelik yeni bir bağcılık sistemini zorladığı görülmektedir.
 

Bağlarda verimi artırmak için neler yapılmalıdır?
 

Verimliliği arttırmak için bağ tesis aşamasında ekoloji ile uyumlu çeşit ve anaçların seçilmesi, verimlilik esas ise göz verimliliği yüksek olan çeşitlerin tavsiye edilmesi, tesis aşamasında yeşil gübre bitkileri, ahır gübresi uygulamaları ile toprağın organik madde içeriğinin arttırılması ve toprak yapısının iyileştirilmesi önem taşıyor. Asmalarda verimliliği arttırmanın temel şartı gözler içerisindeki tomurcukların salkım taslaklarını taşımasıdır. Yazlık sürgünlerde yaprak koltuklarında yer alan gözlerde yazın başlangıcından itibaren bir sonraki yılın ürün potansiyeli şekillenir. İyi beslenen, fotosentez verimliliği yüksek, yeterli güneşlenen, budama ile gelişme ve verimi dengelenen asmalarda salkım taslağı oluşumu artıyor.  Bağlarda önemli zarara yol açan bağ kanseri, kav, kısa boğum gibi hastalıklardan ari, ismine doğru özellikle sertifikalı fidanlarla bağ tesis edildiğinde yüksek verim ve kalite için önemli bir adım atılmış olacaktır. Asma fidanlarının üstün verimli ve kaliteli klonlardan gelen üretim materyalleri ile elde edilmiş olması tercih edilmeli. Yüksek verimlilik özellikle sofralık üzüm yetiştiriciliğinde esas alınıyor. Çardak, Büyük T, Y sistemi yüksek telli terbiye sistemlerinin özellikle sulama yapılabilen alanlarda kullanılması ile verimde önemli artışlar sağlanabilir.

 

 

 

 

 

SERTİFİKALI FİDAN KULLANILMALI
 

Bağ hastalıkları ve zararlıları ile mücadele için neler yapılmaktadır? Bağ hastalıkları ile mücadelede üreticilere tavsiyeleriniz nelerdir?
 

Asmalarda fungus, virüs ve bakteriyel etmenlerin neden olduğu hastalıklar yaygın olarak görülüyor. Ekonomik önemi olan hastalıklar  bağ küllemesi, bağ mildiyösü  ve kurşuni küftür. Bu fungal hastalıkların yanı sıra ölü kol, kav ve antraknoz da sorun olabilmektedir. Hastalıklarla mücadelede tahmin ve erken uyarı sistemlerinden yararlanıla­rak etkili bir ilaçlama programı uygulan­malıdır. Bağın kurulumunda çeşit seçimi, ismine doğru sağlıklı fidan kullanımı, uygun yer seçimi, gübreleme, sulama gibi kültürel uygulamaların doğru ve zamanında yapılması sağlıklı ürün elde edilmesinin ilk adımıdır. Bu­dama işlemlerinin zamanında yapılması ve hastalıklı bitki kısımlarının bağdan uzaklaştırılması basit ve etkili bir mücadele yoludur. Özellikle viral ve bakteriyel etmenler ile etkin mücadele yöntemi olmadığı için, virüsten ari üretim materyali kullanılarak bağı tesis etmek ve eğer ortamda varsa taşınmalarına aracılık eden nedenlere (budama alet ve ekipmanları, aşı gözü, vektör böcekler…) dikkat edilerek, bağda yayılmaları önlenmelidir.
 

Üzümün ana zararlısı olan salkım güvesi başta olmak üzere filoksera, yaprak uyuzu, ağustos böceği, bağ üvezi, nematodlar, bağ maymuncukları, thrips­ler, unlu bitler ve kırmızı örümcekler dönemsel olarak kaliteyi olumsuz etkileyebiliyor. Bu zararlılara karşı farklı mücadele yöntemleri (kültürel, biyolojik, biyoteknik…) uygulanarak ekonomik zararı azaltmak mümkün. Bu kapsamda kim­yasal mücadelede kullanılacak olan etken maddeler  Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından onaylanan ve talimatlarda belirtilen liste­lerden seçilerek, doğru zamanda uygulanmalı. İlaçlamalarda, etikette belirtilen hasada kadar geçmesi gereken süre ve önerilen doz değerlerine mutlaka uyulmalı.
 

 Asma genetik kaynaklarının korunması ve asma ıslahına yönelik yeni çeşitlerin geliştirilmesi noktasında ne tür çalışmalar yürütmektesiniz?
 

Ülkemiz asma genetik kaynaklarının toplanması ve muhafazası konusunda Tekirdağ Bağcılık Araştırma Enstitüsü birinci derece sorumlu kuruluştur. Projede çalışma metodolojisi olarak öncelikle ürünlerin gözlemlenebileceği dönemde arazi çalışması yapılarak yerleri işaretlenmekte, çeşidin özellikleri ve nokta koordinatlarının kayıt altına alındığı survey formu doldurulmaktadır. Budama döneminde de belirlenen çeşitlerden aşı kalemleri alınarak aşılı fidan elde etmek ya da arazide anaç üzerine aşı yapmak suretiyle Milli Koleksiyon Bağı’na aktarımı sağlanıyor. Daha sonra verim çağına gelen çeşitlerin ampelografik tanımlama çalışmaları yapılmaktadır.  Asmanın sürgün ucu, sürgün, genç yaprak, çiçek, olgun yaprak, salkım, tane ve çekirdek gibi organlarında toplam 59 özellikte karakterizasyon çalışması yapılıyor. Yerli üzüm çeşitlerimizin fotoğraf, envanter bilgileri ve ampelografilerinin bulunduğu Türkiye Asma Genetik Kaynakları kataloğunun basımı gerçekleştirildi. Ankara Üniversitesi Biyoteknoloji Enstitüsünün liderliğinde yürütülen TÜBİTAK projesi ile Milli Koleksiyon Bağı’nda bulunan bin 65 çeşitte moleküler yöntemlerle tanımlama yapılmış ve benzerlik oranları ortaya konmuştur.
 

Milli Koleksiyon Bağı’ndaki yerli çeşitler melezleme ıslahı, biyotik ve abiyotik stres çalışmalarında materyal olarak kullanılmakta veya üstün özellikleri olanlar belirlenerek sektörün kullanımına sunulmaya çalışılmaktadır. Örneğin Milli Koleksiyon Bağı’ndaki çeşitlerin şaraplık özelliklerinin belirlenmesi amacıyla yürütülen projenin çıktıları olarak Karamenüş ve Yayla üzüm çeşitleri tescil edildi. Üzüm suyuna işlemeye uygun çeşitler olarak Mis üzümü, Narince, Zile narincesi, Göğ üzüm, Siyah sıdağan, Adakarası, Gürcü ve Öküzgözü çeşitleri belirlendi. 

 

TRAKYA İLKEREN EN ÇOK FİDANI ÜRETİLEN SOFRALIK ÇEŞİT
 

Melezleme ıslahı ile yeni üzüm çeşitlerinin sektöre kazandırılması çalışmaları ile Trakya ilkeren, Tekirdağ çekirdeksizi, Barış, Güz üzümü, Reçel üzümü, Güz gülü, Bozbey, Tekirdağ sultanı, Tekirdağ misketi, Gönülçelen, Özer beyazı, Cengizbey, Süleymanpaşa beyazı, Gürnil, Kebeli, Emirali, Özer karası isimleriyle 17 çeşit tescil edilerek bağcılığa kazandırıldı. Bu çeşitlerden erkenci özellikleriyle öne çıkan Trakya ilkeren ülkemizde en çok fidanı üretilen sofralık çeşitler içerisinde yer alıyor.
 

HASADA GÜNÜN ERKEN SAATLERİNDE BAŞLANMALI
 

Hasat zamanı için üreticilere ne tür önerileriniz var? Bağ bozumu kriterleri nelerdir?
 

Üzümler diğer bazı meyve türleri gibi hasattan sonra olgunlaşmazlar. Onun için yeme olgunluğuna veya ürüne işleme için gerekli olgunluğa geldikleri devrede hasat edilmelidirler. Bu dönemde hasat edilen sofralık üzümler çeşide has tat, renk, aroma ve görünüm özelliklerine kavuşmuş olmalıdırlar. Salkım üzerinde çeşidin karakteristik rengini taşıyan tanelerin oranı mümkün olduğunca fazla olmalıdır.
 

Tane kabuk renginin yanı sıra olgunluk zamanının doğru olarak belirlenmesinde diğer önemli bir kriter, üzüm tanesinde bulunan suda çözünebilir kuru madde ve asit miktarları ile bunların birbirlerine oranından oluşan olgunluk indisi değeridir. Herhangi bir bölgede ve çeşitte hasat, üzümler o bölge ve çeşit için belirlenen olgunluk indisi değerini aldığında yapılır. Sofralık üzüm bağında hasat kurutmalık ve şaraplık üzümlerin aksine genellikle birkaç defada tamamlanır. Hasada erken başlama ve haftalık veya daha kısa aralıklarla yapılan hasatlarla üründe aşırı olgunlaşmanın önüne geçilir. Hasada öncelikle günün erken saatlerinde çiğ kalktıktan sonra başlanmalı. Tanelerin üzerindeki mumsu tabakanın silinmemesi için salkımlar avuç içerisine alınmadan salkım sapından tutularak kesilmelidir. Sofralık üzümler –1 ve +1oC‘ler arasında muhafaza edilebilir. Üzümlerde donma zararı meydana gelebileceği için oda sıcaklığının –1 oC’nin altına düşmemesine dikkat etmeli. Sofralık üzümlerin muhafazasını diğer ürünlerin muhafazasından ayıran en önemli özellik muhafaza süresi boyunca yapılan kükürtdioksit gazı ile fumigasyon işlemidir. Bunu sağlamak için kükürtdioksit gazı yayan üzüm koruyucu kâğıtlar kullanılıyor.

http://www.turktarim.gov.tr/Haber/320/bin-435-adet-yerli-uzum-cesidi-milli-koleksiyon-baginda-