KOYUNLARDA ÜREME VE DÖL VERİMİ


Koyun yetiştirmede amacımız yüksek gelir elde etmek değil midir ?

Bunun ilk şartı yetiştirdiğimiz koyunlardan düzenli olarak ve çok miktarda yavru elde etmekle olur.

Elde edilen yavru sayısı ne kadar yüksek ise dışarıya satılarak gelir getirecek hayvan sayısı da o kadar yüksek olur. Yine elde edilen yavru sayısı ne kadar yüksek olursa kendi sürümüzde en iyi gençlerin kalması sağlanır. Böylece her sene sürünün verim düzeyi artar.

ÜREME

 

Erkek ve dişi koyunlar çiftleşerek yavrular meydana getirirler ki biz bu olaya üreme diyoruz.

 

Doğan yavrunun büyüyerek ergin hale gelmesi, yani cinsel organlarının gelişerek çiftleşmeye hazır olması için belirli bir süre geçmesi gerekir. Bu süre öncelikle hayvanın ırkına bağlıdır. Erken gelişen ırkların yavruları daha kısa sürede ergin hale gelirler.

 

Aynı ırkın içinde daha iyi bakım beslemeye tabi tutulan hayvanlar daha çabuk gelişirler.

Koyunlardan yavru alamadığımız yıl o hayvanı boşuna beslemişiz demektir.

 

Yine sıcak iklimde yaşayan hayvanlar daha çabuk erginleşirler. Cinsler arasında ise erkek hayvanlar daha erken damızlıkta kullanılma çağına ulaşırlar. Erkek hayvanlar, gelişme durumuna göre 5-6 aylık iken, dişi hayvanlar 6-10 aylık iken çiftleşme isteği gösterir.

 

Dişi ve erkek yavrular bu yaşlarda birbirlerinden ayrılarak ayrı ayrı yerlerde barındırılmalıdırlar .

 

KOÇA VERME

 

Erkek ve dişi tokluyu ne zaman damızlıkta kullanacağız , yani erkek tokluyu ne zaman koç katımında kullanacağız, dişi tokluya ne zaman koç katacağız?

Erkek ve dişi tokluları kullanmak için acele etmemeliyiz. Eğer gelişmesini tamamlayamamış dişi tokluya erken dönem de koç katarsak birtakım mahsurlar ortaya çıkmaktadır.

 

Öncelikle toklu gelişmesini tamamlayamadığından ortaya çıkabilecek olumsuzluklardan daha fazla etkilenir. Bu durumdaki toklu karnındaki yavruyu iyi besleyemez, yavru doğsa bile çok cılız olacağından yaşama gücü düşüktür ve çok yavaş gelişir.

 

Avrupa'da erken gelişen sütçü ve etçi ırklarda dişi toklular 7-8 aylık iken koça verilebilmekte ve 12-13 aylık iken bunlardan ilk yavru alınabilmektedir.

 

Yurdumuzdaki yerli ırklarımız ise geç geliştiğinden doğumdan sonraki ikinci aşım döneminde yani 1,5 yaşında koça verilmekte, hayvan 2 yaşında iken ilk yavru alınmaktadır. Aynı şekilde erkek toklularda 1,5 yaşından itibaren ergin koçlara göre daha az yoğunlukta olmak üzere koç katımında kullanılabilmektedirler.

 

Dişi tokluyu koça vermekte 18 ayı geçirmemelidir.Sürüdeki koyunlar pratikte 6-8 yaşlarına kadar, koçlar ise 4-5 yaşlarına kadar damızlık olarak kullanılabilmektedir.

 

Resim 21: Kaliteli beslenme döl veriminde önemlidir.

 

KIZGINLIK (KOÇA GELME)

 

Dişi koyunların koç ile çiftleşme isteği göstermelerine kızgınlık denmektedir.

 

Koyunda kızgınlık genelde mevsime bağlıdır. Çeşitli bölgelerde farklı zamanlarda olmak üzere yaz ve sonbahar döneminde koyunlar kızgınlık gösterirler.

 

Kızgınlık 24-48 saat arasında değişmekle beraber ortalama 28-30 saat devam etmektedir. Eğer kızgınlığın başlangıcı tespit edilebilirse başlangıçtan 12-15 saat sonra dişiyi erkeğe aştırmak gerekir.

 

Bu da sabah kızgınlık gösteren hayvanlar akşamüstü , akşam kızgınlık gösteren hayvanlar sabah koça aştırılma şeklinde uygulanır. Fakat kızgınlığın başlangıcını fark etmek yetiştirici açısından zor olduğundan pratikte kızgınlık fark edildiği anda dişilere koç katılmaktadır. Dişi, koça verildiği halde gebe kalmamış ise kızgınlık 14-19 gün sonra tekrarlanır. Gebeliği garanti altına almak için bu günlerde dişiyi tekrar koça göstermekte fayda vardır.

 

Şayet sürüde koç katımı serbest olarak yapılıyorsa koçun sürüde en az 35 gün kalmasında fayda vardır. Bu süre zarfında en azından ilk aşımda döl tutmayan koyuna ikinci kızgınlık döneminde döl tutma şansı tanınmış olur.

 

Kızgınlık döneminin 18-20 gün öncesinde karın altı örtüyle kaplanmış koçları sürüye katmak koyunların topluca kızgınlık göstermelerinde etkili olabilmektedir.

 

KIZGINLIK BELİRTİLERİ NELERDİR?

 

Koyunlarda kızgınlık belirtileri sığırlardaki kadar belirgin değildir.

Bazen meleyerek, erkek hayvanın yanına sokularak veya birbirlerinin üzerine atlamak suretiyle kızgınlık kendini belli eder. Çoğu zaman ise koyunun koçu kabul etmesi kızgınlığın tek belirtisidir. Bu dönemde ferç şişmiştir, çara akıntısı gelir ve sık sık idrarını yapar.

 

KOÇ KATIMI

 

Koç katımı ,koyunların gebe kalmasını sağlamak için sürüye koçların bırakılması işlemine denmektedir.

 

Yurdumuzda genel olarak yaz başlangıcından sonbahara kadar koç katımı uygulanmakta olup, batı bölgelerinde daha erken doğuya doğru gittikçe daha geç olmaktadır.

 

Koç katım zamanının belirlenmesinde ilk faktör dişi hayvanların kızgınlık göstermeye başlamalarıdır. İkinci faktör ise iklim koşulları ile turfanda kuzu üretimi, peynir endüstrisi için süt elde etme ve pazar istekleri gibi durumlardır.

 

Koç katım dönemi öncesinde; koçlar daha önce kullanılmış olsalar ve kusurlu olanlar ayrılsa bile ağız ve dişleri , üreme organları ve ayaklar iyice muayene edilir. Kusuru olanlar ayrılır ve koç katımı boyunca sürü ile beraber bulunacak koçlar, uzun mesafeler yürüyeceğinden varsa tırnakları kesilir, hasta ayaklar tedavi edilir.

 

Resim 22: Koçların ağız ve dişleri, ayakları ve üreme organları iyice kontrol edilmelidir.

 

Koyunlarda aşım genel olarak 3 şekilde uygulanmaktadır.

 

Serbest aşım dediğimiz aşım yönteminde sürüye dişi sayısına göre erkek hayvan salınır. Kızgınlık gösteren dişiler rasgele olarak herhangi bir koç tarafından aşılır. Erkek hayvanlar başlangıçta çok aşım yapacağından katım dönemi sonunda aşılan dişilerin bir kısmı döl tutmayabilir. Bunun yanında kızgınlık gösteren bir koyun, koç veya koçlar tarafından birden fazla aşılabilir . Bu nedenle serbest katımda daha fazla koç kullanılmalıdır.

 

Sınıf usulü aşımda çeşitli özellikler bakımından birbirine benzeyen dişiler sınıflar halinde gruplandırılırlar. Bunlarda görülen eksiklik ve kusurları düzeltecek durumda olan yeterli sayıda erkek damızlık bu sınıfların içine bırakılır. Örneğin but kısmı zayıf olan dişi gruba dolgun butlu koçlar katılarak yavruların dolgun butlu olması sağlanır. Anlaşılacağı gibi bu bir çeşit düzeltme ve iyileştirme çiftleştirmesidir.

 

Elde aşım ise daha çok ıslah kurumları ve damızlıkçı işletmelerde uygulanır.

 

Koyunun ve koçun verim seviyesine bağlı olarak hangi koyunların hangi koça verilecekleri koç katımından daha önceleri koç katım defterine yazılır ve koç katımı bu plana göre yapılır.

 

Koç katımı ne kadar sürmelidir?

 

Koç katımı 4-5 hafta içinde tamamlanmalıdır. Daha uzun koç katımı dönemi, sürüde çok farklı yaşta kuzu bulunmasına neden olacağından sürüyü idare bakımından güçlükler doğurur.

 

Katılacak koç sayısı ne olmalıdır?

 

Aşım yöntemlerine bağlı olarak koç katımında kullanılacak koç veya erkek toklu sayısı da değişmektedir. Eğer aşımda genç hayvan yani erkek toklu kullanılacaksa; serbest aşımda 20, sınıf usulü aşımda 30, elde aşımda 40 dişi hayvan için bir erkek toklu hesaplanmalıdır. Eğer ergin veya baba koç kullanılacaksa; serbest aşımda 30, sınıf usulü aşımda 40-60 , elde aşımda 60-80 dişi hayvan için bir koç hesaplanmalıdır.

 

Hangi tür aşım?

 

Yetiştirici eğer sürünün her yıl daha iyiye doğru gitmesini ve sürüsündeki istenmeyen özelliklerin azalmasını istiyorsa; sınıf usulü aşımı uygulamalı ve iyi vasıftaki koçları kullanmalıdır.

 

EK BESLEME

 

Koç katımı döneminde yapacağımız ek besleme koç katım döneminin kısalarak dişilerin tümünün kısa bir dönem içinde kızgınlık göstermesini sağlar. Ayrıca sürüdeki kısır sayısını azaltmakta, ikiz doğuran koyun sayısını da artırabilmektedir.

 

Yapılacak olan ek yemleme aşımdan 2-3 hafta önce başlamalı ve aşım dönemi boyunca devam etmelidir. Ek yemlemede verilecek yemler ise; arpa ve yulaf gibi dane yemlerden 400-800 gr veya kaliteli kuru ottan 0,5-1,5 kg kadar olabilir.

DÖL VERİMİ

 

Koyunculuğun karı kuzudadır. Her koyun mutlaka yılda bir kuzu vermelidir. Bunun için ne yapmalıyız? Nelere dikkat etmeliyiz? İşte döl verimini etkileyen faktörler.

 

Irk:

 

Bazı koyun ırkları diğer ırklardan daha fazla döl verirler. Örneğin; sütçü ırklar etçi ırklardan , Avrupa ülkelerinde ıslah edilmiş ırklar, yerli ırklarımızdan daha fazla döl yani daha fazla kuzu vermektedirler.

 

Ana-baba :

 

Sürüye yeni hayvan katarken , ikiz doğmuş dişi ve erkekler seçilmelidir. Çünkü bu yavrular anne ve babalarından aynı özellikleri aldığından bunların yavruları da çoğunlukla ikiz ve üçüz olmaktadırlar. Bu sayede sürüdeki hayvan sayısı çok kısa zamanda artabilmektedir.

 

Resim 23: İkiz doğum kalıtsaldır.

  Besleme :

  Daha öncede geçtiği üzere koç katılacak hayvanlar koç katımından 2-3 hafta önceden başlayarak koç katımı döneminde ek bir yemleme yapıldığında, koyunlardaki kısırlık oranı azaldığı gibi ikizlik-üçüzlük oranı da artmaktadır. Yeterli bir döllenmenin olabilmesi için aynı şekilde koçlarında özellikle koç katımı döneminde yeterli beslenmelerine dikkat etmeliyiz.

 

Döl tutmuş dişi hayvanlar için başka bir kritik dönem de sadece merada, yaşamlarını devam ettirecek kadar beslenmiş hayvanların doğumdan önceki son 6 haftasıdır. Yavrular ana karnındaki gelişmelerinin % 70' ini bu dönemde tamamlamaktadırlar. Bu dönemde karnında ikiz ve üçüz yavru bulunan koyunlar, eğer yeterli beslenmezler ise ya yavrulardan sadece biri canlı kalabilmekte veya yavrular yeterince gelişemediğinden doğum ağırlıkları çok düşük olmaktadır.

Düşük ağırlıkta doğan yavruların ise doğumdan sonraki dönemde yaşama güçleri düşük olmakta ve çok yavaş gelişmektedirler. Onun için doğumdan önceki bu dönemde gebe hayvanların beslenmelerine özen göstermeli ve ek yemleme yapılmalıdır.

 

Burada unutulmaması gereken başka konu ise, hayvanları aşırı derecede besleyerek yağlanmasına da sebep olmamak gerekir. Çünkü bu durum elimizdeki damızlık hayvanların döl verimini azaltmakta ve kısırlığı da arttırmaktadır

 

YAĞLI DEĞİL, BESİLİ !

 

İyi beslemek demek, koyunları yağ tulumuna çevirmek demek değildir.Yağlı hayvan başka, besili hayvan başka! İyi beslemek, vitaminden minerale kadar gerekli besinleri dengeli olarak vermek demektir.

 

Koçların da koç katımı süresince verimli olabilmesi için bütün yıl boyunca uygun bakılması ve aşım yaptığı sırada da yeterli güce sahip olması gerekir.

 

Sıcaklık :

 

Sıcak hava özellikle koç katımı döneminde olumsuz etki yapmaktadır. Özellikle erkek damızlıklar ısı artışından olumsuz etkilenirler. Bu nedenle sıcak havalarda koçların gölgeliklerde tutulması , testis (haya) dediğimiz koçların üreme organları üzerindeki yapağıların kırkılması, gerekirse koçlara soğuk su banyosu yaptırılması gereklidir.

 

Yaş ve damızlıkta kullanma süresi :

 

Genel olarak genç yaşlarda döl verimi daha düşüktür. Yani ilk kez gebe kalan dişi hayvanlarda ikizlik ve üçüzlük daha düşüktür. Çeşitli ırklara göre değişmekle beraber döl verimi 4 yaşında en yüksek olup 6 yaşından itibaren giderek düşmektedir. Genel olarak erken gelişebilen ırklarda ilk damızlıkta kullanma yaşı 7-8 aydan 1 yaşa kadar olabileceği gibi yerli ırklarda bu süre 15-18 ay kadar olabilmektedir.

 

Hastalık :

 

Döl alınacak hayvanların üreme organlarında hastalık veya herhangi bir kusur bulunmamalıdır. Brucella , Salmonella gibi bazı hastalıklar gebeliğin ilk veya son dönemlerinde yavru atmaya sebep olabilmektedir. Yine şap, tüberküloz gibi bazı hastalıklarda hayvanın kondisyonunu olumsuz yönde etkileyerek halsiz bıraktığı gibi döl verimini de olumsuz yönde etkilemektedir.

 

Stres faktörleri ve bakım :

 

Hayvanların nakli, kırkım, banyo, ilaçlama, gürültü gibi hayvanı rahatsız eden bütün faktörler döl verimini geriletmektedirler. Özellikle kızgınlık döneminde veya kızgınlık döneminden sonra yapılan kırkım döl verimini olumsuz olarak etkilemektedir.

 

Yine ani yem değişikliği yapılması, hayvanların sıkışık veya hareketsiz tutulmasının da döl verimine olumsuz etkisi vardır.

 

Resim 24: Gebe hayvanlar koşturulmamalıdır.

 

GEBELİK

  Çiftleşen koyun gebe kalırsa ortalama 5 ay sonra doğurur. Gebe kalmayanlar devamlı olarak kızgınlık gösterirler ve yeniden çiftleştirilirler. Buna rağmen kısır kalanlar olabilir. Koyunlarda % 5-8 kısırlık normal kabul edilir.

 

Kısırlık oranının düşürülmesi için koç başına düşen koyun sayısı fazla olmamalı, gebeliğin erken dönemlerinde şok etkisi yapabilecek davranışlardan kaçınılmalı ve gebe hayvanların beslenmelerine özen gösterilmelidir.

Gebe hayvanların, özellikle ana karnındaki yavrunun hızla geliştiği gebeliğin son iki ayında çok iyi beslenmeleri gerekmektedir. Bu dönem de şişkinlik yapacak yemlerden özellikle kaçınılmalı, sürünün koşturulmayıp ağır hareket ettirilmesine özen gösterilmelidir.

 

Gebe hayvanlar yağmur ve rutubetli soğuktan korunmalıdır.

 

SÜRÜDE DOĞUMLARIN TOPLULAŞTIRILMASI

 

Kızgınlığın toplulaştırılması nedir ?

 

Koyunlarda üreme ile ilgili hormonların dışardan verilmesi sonucu koç isteğinin uyarılması çalışmasıdır. Bu uygulama sayesinde koyunlar aynı tarihlerde koç alma isteği gösterirler ve gebe kalan koyunlar birbirine yakın tarihlerde doğum yaparlar.

Toplulaştırılmış aşımın yararları nelerdir ?

 

1- Aşım mevsimi alışılmışa göre çok kısa bir süreye sıkıştırılmakta, böylece bir yılda iki doğum, iki yılda üç doğum gibi kuzulama aralığının daraltılmasına yönelik uygulamaları kolaylaştırmaktadır.

2- Aşım mevsiminin kısaltılmasının doğal bir sonucu olarak doğum dönemi de kısalmakta ve böylece bakım, besleme, işgücü, bina ve diğer üretim girdilerinin kullanılmasında verimlilik yükselmektedir.

3- Başarılı ve toplulaştırılmış çiftleşmeyi izleyen dönemde sütten kesim ve besi için aynı yaş ve canlı ağırlıkta kuzu topluluğu oluşturulmakta ve bu yolla üreticiye özellikle kuzu eti üretimi açısından topluca pazarlama imkanı sağlanmaktadır.

4- Normal çiftleştirme mevsiminde ikizlik oranının arttırılması yanında mevsim dışı kuzulatmayı sağlamaktadır.

5- Aşım mevsiminin dolayısıyla kuzulatmanın düzenlenmesiyle yılın birkaç döneminde pazarlanabilecek ürün bulunmakta, özellikle kuzu etinin iyi fiyatla pazarlanabildiği dönemlerde üreticinin kuzu eti üretimine yönelmesine imkan vermektedir.

Toplulaştırılmış aşım nasıl uygulanır ?

 

Koyunlara döllenme ile ilgili kimi hormonları dışarıdan vermenin birçok yolu vardır. Bunlar:

1-Enjeksiyon yoluyla

2-Ağız yoluyla tablet halinde

3-Yeme karıştırılarak

4-Süngere emdirilmiş halde vaginal yolla

Bu yöntemlerden son zamanlarda en çok kullanılanı sünger yöntemidir. Uygulama mutlaka bir veteriner hekim veya zooteknist kontrolünde yapılmalıdır.