FİDAN YETİŞTİRME VE AŞILAMA TEKNİĞİ

GİRİŞ

Meyvecilik, tarımın uzun zaman alan bir dalıdır. Meyveciliğin temelini oluşturan fidan önemli bir yer tutar. Bu yüzden, iyi bir meyve yetiştiriciliği için iyi fidan gereklidir. İsmine doğru, virüsten ari, kaliteli fidanlarla tesis edilecek olan meyve bahçeleri karlı yetiştiricilik için ilk adımdır. Bunun için sertifikalı fidan üretimine öncelik vermek gerekmektedir. Sertifikalı fidan üretimi ile üretilen fidanların pazarlanmasında da birçok kolaylıklar bulunmaktadır. Ülkemizde her yıl 38 milyon civarında meyve fidanı üretilmektedir. Bu miktarın 5 milyon kadarı kamu kurum ve kuruluşları, kalan 33 milyon fidan ise özel kişi ve kuruluşlar tarafından üretilmektedir.

Ülkemizde fidan yetiştirme sistemleri, ilgili tüm üretim faaliyetlerinin bir bütün olduğu şekilde uygulanmaktadır. Yani bir fidanlıkta tohumdan aşılı fidan elde edilmesine kadar tüm faaliyetler yapılmaktadır. Bazı durumlarda ise sadece çöğür üretimi gibi özel üretim yapan ihtisaslaşmış işletmeler de mevcuttur.


SERTİFİKALI FİDAN

Sertifikalı fidan kullanmanın önemi

Modern ve karlı bir meyveciliğin temeli fidancılıktır. Fidan seçiminden dikim tekniğine kadar gösterilecek titizlik karlı bir yetiştiricilik için şarttır. Yetiştirici bahçesinde kullanılacak fidanı, anacını ve kaleminin menşeini bilmesi, bu bahçeye uygulayacağı bakımla da yakından ilgilidir. Bu bakımdan sertifikalı fidan kullanımı büyük bir önem arz etmektedir..

Fidan sertifikasyonu

Ülkemizde fidan sertifikasyonu ve sertifikalı fidan üretimi ile ilgili esaslar 5 Ocak 1997 tarih ve 22868 sayılı Resmi Gazetede yayınlanan “Fidanların Sertifikasyonuna ait Genel Esaslar Tebliği” ne göre uygulanmaktadır.

Buna göre sertifikalı meyve, asma çeşit damızlığı, anaç damızlığı, fidan üretim materyali ve fidan üretici belgesi verilecek fidancılarda aranan şartlar bu yönetmeliğin 20. Maddesinde şöyle belirtilmiştir:

•  Yetiştirici çeşit-anaç damızlığı veya fidanı üretimi için yeterli bilgi ve beceriye sahip olmalıdır,

•  Yetiştirici yeterli alet ve ekipmana ve araziye sahip olmalı veya uzun süre kiraladığını belgelemelidir.

Bu şartları taşıyanlar bulundukları yerin Bakanlık İl Müdürlüklerine müracaat edip fidan üretici belgesi alıp, üretime başladıktan sonra da gerekli işlemleri yerine getirirler.

Yine bu yönetmeliğe göre, fidanların “SERTİFİKALI“ sertifikası verilebilmesi için o fidana ait çeşit damızlığı ve anaç damızlığı fidan üretim materyalinin de “SERTİFİKALI“ sertifikasına haiz olması gereklidir.

Fidan seçiminde dikkat edilecek hususlar:

•  Seçilecek fidanın sertifikalı olup olmadığına dikkat edilmeli, bu yüzden mutlaka üzerinde etiket olan fidanlar tercih edilmelidir.

•  Kökleri açıkta kalmış, kazık kökleri yaralanmış, fidanlar alınmamalıdır.

•  Saçak köklerin iyi gelişmiş olmasına dikkat edilmelidir.

•  Gözleri uyanmaya başlamış, fidanlar alınmamalıdır.

•  Aşırı ince ve aşırı kalın gövdeli fidanların toprakta tutumu güç olacağından, bu tür fidanlar tercih edilmemelidir.

•  Fidan alınırken aşı yerine çok dikkat etmek gerekir. Mutlaka anaç ile kalemin kaynaşma yerini görmemiz ve aşılı olduğuna ikna olmamız gerekir.

•  Alacağımız fidanın kökünde ur, gövdesinde kabuklu bit ve benzeri hastalık ve zararlılar olmamalıdır.

Bu bölümde meyve fidan yetiştiriciliğinde yaygın olarak kullanılan üretim teknikleri hakkında yeni tekniklerin de eklenmesiyle pratikte uygulanması önerilen bilgilere değinilecektir.

FİDANLIK YERİNİN SEÇİMİ

Fidanlık, fidan talebinin yüksek olduğu, yani meyveciliğe uygun olan yerlerde kurulmalıdır.

Fidanlık yeri için rüzgarlardan korunmuş mevkii seçilmelidir.

Sulama suyu yeterli ve sulamaya uygun olmalıdır. Toprak hafif süzek ve fidan yetiştiriciliğine uygun yapıda olmalıdır. Fidan üretilecek arazi hafif meyilli ve drenajı uygun olmalıdır.

Taban suyu problemi olmamalıdır. İlkbahar geç ve sonbahar erken donları aşı ve sürgünleri etkileyecek şiddette olmamalıdır.

Fidan üretiminde kullanılacak her türlü materyal ve işgücü temini için ulaşım kolay olmalıdır.

Fidanlık toprağı her türlü hastalık ve zararlılar bakımından temiz olmalıdır. Bunun için üretim öncesi toprak hastalık ve zararlılar bakımından tahlil edilmelidir.

Fidanlık planlaması ve parselasyonu yapılmalıdır.

FİDANLIK YERİNİN HAZIRLANMASI VE PARSELASYONU

Fidanlık yeri seçiminden sonra, seçilen yerin daha önceden değerlendiriliş şekline bağlı olarak uygun bir şekilde sürülür. Yine gerekli ise tesviye işlemleri yapılır. Toprak analiz sonuçlarına göre gereken bitki besin maddeleri verilir. Ana sulama ve drenaj sistemlerinin alt yapısı planlanır ve uygulanır.

 

Tüm bu işlemler tamamlandıktan sonra fidanlık parselasyonuna geçilir. Bir fidan parselasyonunda aşılı fidan parseli, tohum tavaları, çöğür şaşırtma parseli, çöğür parseli gibi belirli aralıklarla yer değiştiren parseller yanında daha uzun sürelerde yer değiştiren klon anaç damızlığı, çöğür anaç damızlık parselleri bulunur. Yumuşak çekirdekli meyveler çeşit damızlığı, sert çekirdekli meyveler çeşit damızlığı bulunur.

AŞILI FİDAN PARSELİ

TOHUM TAVALARI

ÇÖĞÜR ŞAŞIRTMA PARSELİ

ÇÖĞÜR PARSELİ

YUMUŞAK ÇEKİRDEKLİ
MEYVELER ÇEŞİT DAMIZLIĞI

SERT ÇEKİRDEKLİ MEYVELER
ÇEŞİT DAMIZLIĞI

Basit bir fidan parselasyonu

Bunun yanında fidanlık kurulacak yerin planlaması yapılırken işletme binası, evler, yemekhane, yollar, gübrelik, makine parkı, fidan hendekleme ve satış yeri gibi tesislerin ihtiyaca cevap verebilecek büyüklükte olması gerekmektedir.

FİDANLIKLARDA MÜNAVEBE (BİTKİ ROTASYONU)

Fidan sökülen yere aynı cins fidan dikmek uygun değildir. Genel olarak elma, armut, ayva gibi yumuşak çekirdekli meyveler ve erik, kayısı, kiraz ve şeftali gibi sert çekirdekli meyveler aynı parsele münavebeli olarak dikilebilir. Fidan sökülen yere yonca, fiğ, korunga gibi yem bitkisi ekmek hem toprağın dinlenmesini sağlar ve hem de toprağı azot bakımından zenginleştirir.

FİDAN ÜRETİM YÖNTEMLERİ

Tohumla Üretim (Anaçların Yetiştirilmesi)

Modern meyvecilikte meyve tohumları ya yabani ağaçların tohumlarından elde edilen çöğürler ya da seçilmiş klon anaçlarının üzerine aşılanarak yetiştirilir. Bu amaçla anaç damızlıklarının bulunması gerekmektedir.

 

 

a) Tohum tavalarının hazırlanması: Yabani ağaçların tohumlarından elde edilen çöğürler 80 cm eninde ve 5 m boyunda tohum tavalarında yetiştirilirler. Tohum tavaları;

•  Dekara 4-5 ton yanmış çiftlik gübresi ile gübrelenir

•  Gübrenin toprağa karıştırılması için sürülür,

•  Diskaro, tırmık, freze gibi İkileme aletleri ile düzeltilir,

•  Çıkış öncesi yabancı otlara karşı ilaçlama yapılır,

•  Tohum tavalarına ilaçlamadan yaklaşık 15-20 gün sonra ekim yapılır.

•  Hazırlanan tohum tavalarının kendi kalınlıklarının 2 katı kadar derinliğe sıravari ekim yapılır.

b) Çöğürlerin aşı parseline aktarılmaları:

Hendekleme yerlerinde sulanan çöğürler ilkbaharda aşı parseline şaşırtılır. Aynı çeşitler aynı büyüklük ve kalınlıkta olan çöğürler beraber dikilir. Böylelikle parseldeki çöğürler aynı zamanda aşıya gelirler. Bu da yetiştiricilik açısından kolaylık sağlar. Çöğürlerin dikim aralıkları sıra üzeri 25 - 35cm; sıra arası ise 80 - 100 cm olmalıdır. Çöğürlere dikimden hemen sonra can suyu verilmelidir.

c) Çöğürlere aşı parselinde uygulanan işlemler: Can suyundan sonra sulamalardan ve aşırı yağışlardan sonra oluşacak olan kaymak tabakasını kırmak için çapalama yapmak gereklidir. Bu işlem, hem kaymak tabakasının kırılmasını sağlayacak hem de oluşmuş olan yabancı otların ortadan kaldırılmasını sağlayacaktır. İki çapa bir su yerine geçer sözü fidancılıkta daha fazla hissedilebilir.

•  Çöğürlerde kırmızı örümcek, yaprak biti, külleme, göz kurtları gibi hastalık ve zararlılarla mücadele yapmak gerekecektir.

•  Aşı parselinde bitkileri, biran evvel aşı kalınlığına getirmek için sulama büyük önem arz eder. Sulamayı aksatmamak ve bitkiyi su stresine sokmamak gerekmektedir Bunun yanında aşırı sulamanın kök çürüklüklerine yol açacağını unutmamak gerekir.

•  Gübreleme fidancılık için önemli bir konudur. Özellikle azotlu gübrelerle çöğürlerin daha hızlı gelişmesi teşvik edilmiş olacak ve çöğürlerin aşı kalınlığına gelmesi daha da hızlanacaktır. Gübreleme hem sulama suyuyla hem de çöğürlerin dibine toprak yapısına göre Azotlu gübrelerle dekara 15-18 kg hesabıyla gübreleme yapılmalıdır. Çöğürler bölge şartlarına göre yaz aylarında durgun T göz aşısı yapılmalıdır. Eğer çöğürlere sürgün göz aşısı geç yapılacak olursa göz sürüp fazla gelişmeden kışa girer ve kış soğuklarından etkilenebilir. Bu yüzden kışı sert geçen yerlerde durgun T göz aşısı yapılmalıdır.

d) Fidanlara aşı parselinde uygulanan işlemler: Aşılama döneminden sonra bitkiye sulama, çapalama, mücadele gibi işlemler yapılır. Fidanlıklarda aşı yapmadan önce çöğürler 3-4 gün öncesi bolca sulanmalıdır. Bu çöğürün aşı için iyi kabuk vermesini sağlar. Yine kalem alacağımız bitkilerde bir hafta öncesi bolca sulanmalıdır. Bu da kalemin iyi kabuk (göz) vermesini sağlayacaktır. Aşılama işlemi bittikten sonra sulama, çapalama ve mücadele işlemlerine devam edilmelidir. Yalnız unutulmamalıdır ki aşı parsellerinde salma sulama birinci tercih olmalıdır. Yağmurlama sulamalardan mümkün mertebe kaçınılmalıdır. Kış sonunda veya erken ilkbaharda aşı yerinin hemen üzerinden ters istikamette meyilli olarak çöğür kısmı kesilir ve aşı bağı çözülür veya aşı bıçağı ile kesilir. Bitkilerde faaliyet başlayınca gözler patlar ve sürmeye başlar. Bu sürmeyle beraber çöğür üzerinde de filizler çıkmaya başlar. Bu filizleri kopartıp atmak gerekir.

Bu arada aşılı fidanın daha iyi gelişebilmesi için sulama, çapalama ve mücadele işlemlerine devam edilmesi gerekmektedir. Sonbaharda fidanlar yaprak dökünce yerlerinden sökülür. Fidan söküm döneminde toprağın tavlı olması gerekmektedir. Bu hem fidanın kolay sökülmesini hem de köklerin zedelenmeden çıkmasını sağlar. Sökülen fidanlar kök ve tuvalet budaması yapıldıktan sonra tür, çeşit ve boylarına göre etiketlenip hendeklenir. Hendekleme yerinin kumsal olması hem fidan nakli hem de üretici için kolaylık sağlar.

Aşı ile Üretim

Aşılama nedir?

Aşılama iki bitki parçasını bir bitkiymiş gibi kaynaşarak ve büyümelerine devam edecek şekilde birleştirme tekniğidir.

Yeni bitkinin üst kısmını meydana getirecek olan kısmına kalem, kökünü meydana getirecek alt kısmına anaç denir.

Aşılamanın amaçları nelerdir?

•  İsmine doğru fidan üretimi

•  Diğer yollarla çoğaltılamayan çeşitlerin ortadan kalkmasına engel olmak

•  Erken meyveye yatmayı sağlamak

•  Bazı anaçların özelliklerinden yararlanmak (Örneğin bodur anaçlar, farklı toprak tiplerine uygun anaçlar)

•  Çeşit değiştirmek

•  Ağacın zarar gören kısımlarının tamiri

•  Virüs testi

Aşı çeşitleri nelerdir ?

Göz aşıları ve kalem aşıları olmak üzere ikiye ayrılır.

I. Göz aşısı

Küçük bir kabuk parçası ile bunun üzerinde tek bir göz ile yapılan aşılara göz aşısı denir. Yongalı göz aşısında, kabuk parçasının altında odun dokusu bulunur.

Göz aşısı ne zaman yapılır?

•  Sonbahar göz aşısı (Durgun göz aşısı)

•  İlkbahar göz aşısı (Erken sürgün aşısı)

•  Haziran göz aşısı (Geç sürgün aşısı)

Göz Aşısı Metotları

a) T göz aşısı: 6 mm ile 2.5 cm arasındaki çapa sahip anaçlara büyüme devresinde uygulanır. Aşı topraktan 5-25 cm yükseklikte yapılır. Anaç T şeklinde kesilir. Göz ise kalkan şeklinde odunlu ve odunsuz olarak kesilir ve anaçta açılan T içerisine yerleştirilir. Aşı yeri rafya ile hava almayacak şekilde bağlanır. Aşı bağı 15-20 gün sonra kesilir.

b) Ters T aşısı: Yağmurlu bölgelerde yağmur sularının açılan T içerisine girmemesi ve enfeksiyon oluşmaması için ters T aşı metodu uygulanabilir.

 

c) Yama göz aşısı: Dikdörtgen biçimindeki bir kabuk parçasının anaçtan kesilip çıkarılması (üzerinde bir göz bulunan) ve kalem üzerinde aynı büyüklükte bir kabuk parçasının çıkartılıp yerine anaçtan kesilen ve bir göz ihtiva eden parçanın anaç üzerine yerleştirilmesi şeklinde olur. Genellikle T göz aşısının başarısız olduğu tür ve çeşitlerde uygulanır. Bu aşıda başarılı olmak için, gece ve gündüz ısı farkının az olduğu dönemler seçilmelidir. Aşı çabuk yapılıp, çabuk bağlanmalıdır.

d) Flüt göz aşısı: Yama göz aşısına benzer. Farkı, çıkartılan kabuk parçasının gövdeyi hemen tamamen saracak şekilde büyük olmasıdır.

e) Yongalı göz aşısı: Bu aşı metodu ilkbaharda büyüme başlamadan önce veya yaz aylarında su noksanlığı veya başka bir sebeple büyümenin durduğu hallerde kabuğun odundan kolayca ayrılmadığı zamanlarda yapılır. En önemli nokta, anaçta açılan T'ye yongalı gözün çok iyi yerleştirilmesi ve çok iyi bağlanmasıdır.

II. Kalem Aşıları

Taze kesilmiş anaçla, taze kesilmiş kalemin kambiyum bölgelerinin üst üste gelecek şekilde sıkıca temas ettirilerek, anaçla kalem arasında bir bağlantı kurularak yeni bir bitki meydana getirilmesidir. Bu tür aşılara kalem aşıları denir.

Kalem Aşısı Metotları

a) Yarma aşı : Küçük ağaçların gövdelerinde veya büyük ağaçların ana dallarında çeşit değiştirmeye uygun olan bir aşı tekniğidir.

b) Kakma aşı: Yarma aşının yerine kullanılabilir. Kakma aşı çeşit değiştirmelerde özellikle 7.5-10 cm veya daha kalın çaplı dalların aşılanmalarında kullanışlıdırlar. Genellikle her ana dala 3 kalem aşılanır.

c) Dilcikli aşı: Bu aşının yapılabilmesi için anaç ve kalem aynı kalınlıkta olmalıdır. 0.6-1.2 cm çapındaki anaçların aşılanmasında uygulanması kolaydır. Gereken şekilde yapıldığı takdirde, başarı oranı çok yüksektir. Çabuk kaynar ve kuvvetli bir birleşme meydana getirir.

d) Kenar aşı: Kalemin kendinden kalın anacın yan kısmına yerleştirilmesi şeklinde yapılır.

Aşı macunları: Kalem aşılarının yapılmasından sonra aşı bölgesi aşı bağı ile bağlandıktan sonra aşı macunu ile kapatılmalıdır. En fazla kullanımı olan aşı macunları iki çeşittir. Bunun yanında ticari olarak üretilip satılan kaliteli macunlar bulunmaktadır.

Aşı Macunları:

•  Aşı bölgesini kapatarak su kaybını önler

•  Aşı bölgesinin dış etkenlerden zarar görmesini engeller.

Sıcak macunlar:

Kullanılan materyal:

•  Zift 500 gr

•  Balmumu 500 gr

•  İçyağı (eritilip süzülmüş) 300 gr

•  Elenmiş ince odun külü 125 gr

•  Balık tutkalı 42 gr

Hazırlanışı: Zift ile balmumu ufak parçalara ayrılıp bir kap içersinde ve alevsiz ateş üzerinde ısıtılarak eritilir. Diğer bir kapta içyağı yine ateş üzerinde eritilir ve sonra zift ile balmumu eriğine katılır. Bunların üzerine ince elenmiş odun külü dökülüp iyice karıştırılarak ısıtılmaya devam edilir. Kaplara dökülür. Macun soğuyunca katılaşır. Kullanılacağı zaman yumuşaması için ısıtılması gerekir. Ancak, macunu çok sıcak olarak kullanılmamasına dikkat edilmelidir.

Soğuk macunlar: Soğuk macunlar, hazırlandıktan sonra ısıtılmaya gerek kalmadan yumuşaklığının koruyan macun çeşididir.

Kullanılan materyal:

•  Ham reçine (çam sakızı) 2 kg

•  Bezir yağı 20 gr

•  Balmumu 100 gr

•  Mavi ispirto 300 gr

Hazırlanışı: Çam sakızı ateşte eritilir, buna bezir yağı ve balmumu katılır. İyice karıştırılıp eritildikten sonra ateşten indirilerek soğuması beklenir. Sonra yavaş yavaş karıştırılarak ispirto ilave edilir.

DALDIRMA İLE ÜRETİM

Göz ve kalem aşılarından sonra fidan üretiminde kullanılan diğer bir metot da daldırma yoluyla üretimdir.

Daldırma: Ana bitki ile bağlantısı kesilmemiş bir gövde parçası üzerinde köklerin oluşmasıdır. Köklenen gövde sonradan ana bitkiden, kendi kökleri üzerinde büyüyen yeni bir bitki elde etmek için ayrılır. Daldırmada kök oluşumu için iyi bir toprak nemine, iyi havalanmaya ve köklenme bölgesinde orta bir sıcaklığa ihtiyaç vardır. Daldırmanın önde gelen üstünlüğü, bitkilerin bu metotla köklendirilmesinde başarılı olunmasıdır. Çelikle kolayca çoğalmayan birçok klonlar, bitkilerin kendi kökleri üzerinde büyümesine imkan veren daldırma metodu sayesinde köklendirilebilmektedir. Ancak daldırmada belirli sayıdaki anaçtan elde edilecek bitki sayısı, çelikle göz veya kalemden elde edilecek bitki sayısından azdır.

Bazı durumlarda daldırma ile yetiştirilen bir bitki, çelikle yetiştirilen bir bitkiye oranla daha kısa zamanda belli bir büyüklüğe ulaşmaktadır.

Daldırma Metotları

a) Uç daldırması: Uç daldırmasında köklenme, bükülerek toprağa sokulan sürgün uçlarında meydana gelir. Bu metot siyah ve mor ahududuların karakteristik üretim metodudur.

b) Adi daldırma: Bir dalın toprağa doğru bükülmesi, toprağa gelen yerinin toprakla veya torf ile örtülmesi ve ucunun topraktan çıkarılmasıyla yapılır. Genel bir kural olarak, bir yaşından daha yaşlı olan sürgünler daldırma için uygun değillerdir.

c) Yılankavi daldırma: Adi daldırmaya benzer farkı dalın bir kısmının gömülmesi, ondan sonraki kısmının toprak yüzeyine çıkarılması, sonraki kısmının tekrar gömülmesidir. Genellikle dalın alt kısmı bıçakla çizilir veya bilezik alınır. Adi daldırmada olduğu gibi toprakla örtülür. Her gömülen kısımda kökler oluşur. Bu metot Muscat üzüm çeşidi gibi uzun kolay eğilip bükülebilir sürgünleri olan bitkilerin çoğaltılmasında kullanılır.

d) Hava daldırması: Bitkilerin kabuğundan bilezik alınmış veya kabuğu bıçakla yarılmış ve bu yaralanan kısımları nemli bir köklendirme materyali ile havai kısımlarda kökler oluşur.

e) Tepe daldırması: Tepe daldırması, bir bitkinin dinlenme mevsiminde tepesinin toprak seviyesinde kesilmesinden sonra yeni gelişen sürgünlerin dip tarafının bu kısımlarında köklenmenin hızlanmasını sağlamak amacıyla, toprakla örtülmesi işlemlerini içerir.

f) Hendek daldırma: Hendek daldırması bir bitki veya dalın bir hendeğe yatırılması ve çıkan sürgünlerin etrafına toprak doldurulmasından ibarettir. Çıkan bu sürgünlerin diplerinde kökler oluşur.

Bu metot ile;

•  Uzun yıllar kullanılacak olan ana bitki dikilmesi 30-45 derece açı ile yatık olarak sıra üzerine 45-50 cm arayla dikilir. Sıralar arasında 120-150 cm mesafe bırakılır.

•  Büyüme başlamadan hemen önce bitki, hazırlanan hendeğin içine yatırılır. Sürgünlerden hafifçe uç alınır. Zayıf dallar kesilip atılır.

•  Yeni sürgünlerin diplerine zaman zaman toprak yığılır.

•  Mevsim sonunda yığılan toprak açılır ve köklenen sürgünler ana bitkiden çıktığı yerden kesilir.

•  Köklenmemiş sürgünler, ertesi yıl köklendirilmek üzere yerlerinde bırakılır.

•  Hendek daldırmasında sürgün üzerinde bulunan tomurcuklardan çıkan sürgünler toprağı delerek yukarı çıkar. Bunların diplerinde kökler oluşur. Bu işleme devamlı daldırma da denir.

ÇELİKLE ÜRETİM

Çelikle çoğaltmada bir dal parçası, bir gövde veya bir yaprak-dal, ana bitkiden kesilir. Kesilen bu dal parçası (3-4 göz içeren) kök ve sürgün yapımına zorlanmak amacıyla köklendirme ortamına konur. Yapılan bu işlemler, çelik alma ve köklendirme faaliyetlerini içerir.

Çelikle üretimde yeni bitki, ana bitkinin tüm özelliklerini taşır.

Çelikle üretimin avantajları

•  Birim alandan çok sayıda bitki, elde etme imkanı mevcuttur.

•  Bu çoğaltma metodu ucuz, kolay, çabuk ve basit olup, özel teknik istemez.

•  Uyuşmazlık, aşı noktasında kaynamama sorunu gibi sorunlar çelikle üretimde söz konusu değildir.

•  Bir örnek bitkiler elde etmek mümkündür.

•  Elde edilen bitkiler ana bitkiyle aynı özelliklere sahiptir.

Çelik tipleri

a) Odun çelikleri:

Odun çelikleri kolay hazırlanır. Çabucak bozulmazlar. Gerektiğinde, emniyetle uzak mesafelere gönderilebilirler. Çoğaltma materyali olarak kullanılacak olan odun çelikleri sıhhatli, kuvvetli ve güneşte büyüyen bitkilerden alınmalıdır. Çelik yapılacak bitkilerin sürgünlerinin boğum araları anormal uzun veya sık olmamalıdır. Obur dallar ile küçük ve zayıf büyüyen dallar çelik materyali olarak kullanılmamalıdır. Odun çeliklerinin uzunlukları 10-30 cm arasında değişir. Alınan çelikler (Kış dinlenme döneminde) perlit, kum, torf gibi köklendirme ortamlarına çeliğin yarıya yakın bir kısmı sokularak (1-2 göz) sıcaklık ve sulama imkanları dikkate alınarak köklenmesi sağlanır. Köklendirme ortamına konulmadan önce hormonla muamele edilirse köklenme nispeti iyi olur. Yine köklendirme ortamına konulan çeliklerde bitkinin kök oluşacak bölgesinde 18-20 0 C'lik bir sıcaklık, köklenmeyi olumlu etkileyecektir.

Köklendirme ortamına konulan çeliklere sis şeklinde nem sağlamak faydalı olacaktır.

b) Yeşil çelikler:

Büyüme dönemi içinde ilk sürgünlerin yaklaşık 30 cm olduğu dönemden başlayarak, yaprakların dökülmesine kadar olan dönemde oluşan sürgünlerden elde edilen çeliklere yeşil çelik denir. Bu dönemde alınan çeliklere hormon uygulaması yapılır. Yeşil çelikler sisleme yapılarak nem düzeyinin % 90 civarında olduğu ortamlarda köklendirilir. Köklendirme ortamına konulan çelikler yapraklı ise, yaprak alanını azaltmak gerekecektir. Çelik boyu odun çeliklerinde olduğu gibi 10-30 cm olmalıdır. Köklendirme ortamına konulan tüm çeliklerde kök çürümesi gibi sıkıntılara karşı aşırı sulamadan kaçınmak gerekecektir. Köklenen çelikler tüplenip alıştırma ortamına konulup, belli bir süre bekletildikten sonra dış ortama rahatlıkla konulabilir.