KİVİ YETİŞTİRİCİLİĞİ


Bu yüzyılın başlarına kadar doğal yetişme alanı olan Çin'in dışında pek bilinmeyen kivi meyvesi, 1930'lu yıllardan itibaren Yeni Zelanda, 1970'li yıllardan itibaren ise dünyanın farklı bölgelerinde kültürel olarak yetiştirilmeye başlanmıştır. Kivi meyvesi vitamin ve aromatik maddeler bakımından zengin ve dekoratif görünüşlüdür (Şekil 12). Bu özelliği nedeniyle kivi kısa sürede insanlar tarafından sevilmiş ve dünyadaki toplam üretimi bir milyon tonun üzerine çıkmıştır.

Ülkemizde kivi araştırma ve üretim çalışmaların sadece 13 yıllık bir geçmişi olmasına rağmen kivi meyvesi ülkemizde de büyük ilgi görmüş, üretimi ve tüketimi konusunda beklenenin üzerinde bir talep ortaya çıkmıştır. Özellikle çay ve fındığın yetiştirildiği Doğu Karadeniz Bölgesinde kivi bitkisi yöre çiftçisi için alternatif bir ürün haline gelmiştir.

Karadeniz sahili dışında üretim yönünden önemli potansiyele sahip diğer bir bölge de Mar­mara Bölgesidir. Büyük tüketim merkezlerinin yakın oluşu, soğuk hava depolarının bulunuşu bu yörede üretimin büyük ölçü­de artmasını teşvik etmektedir. Ege ve Akdeniz Bölgelerinde denizden 200-500 metre yüksek nemli vadi içlerinde kivi üretimi yapılabilmektedir. Akdeniz sahil kuşağında ise aşırı sıcaklar kivi yetiştiriciliğini zora sokmakta, her gün sulama yapma zorunluluğu ürün maliyetini artırmaktadır. Ülkemizde mevcut olan meyve tüketim alışkanlığı dikkate alındığında yılda 50.000 tonluk bir tüketim ve en az 400 bin tonluk üretim potansiyelinden bahsetmek mümkündür.

Şekil 12. Dekoratif görünüşlü kivi meyvesi

BİTKİSEL ÖZELLİKLER

Gövde: Genç kivi omcalarında gövde gevrek yapılıdır. Sarılıcı özelliği nedeni ile dikimden itibaren bir hereğe bağlanarak düzgün gelişmesi ve dik durması sağlanmalıdır. Gövde ileriki yaşlarda odunlaşsa bile mevcut yükü taşıyamadığından mutlaka destek sistemine ihtiyaç duymaktadır.

Kollar: Kollar gövdenin devamı sayılan yaşlı kalın sürgünlerdir. Kollar destek sisteminin orta teline bağlanarak tutulmaktadır. Yaklaşık 150 cm uzunluğunda ve zıt yönde bırakılan iki adet kol, gövde ile birlikte omcasının iskeletini oluşturmaktadır. Kolların kış budamaları sırasında elden geçirilmesi ve birkaç yılda bir yenilenmesi zorunludur.

Çubuklar: Çubuklar kollardan çıkan odunlaşmış bir yaşlı sürgünlerdir. Sürgünlerin odunlaşması yaz ortasından başlar yaprak dökümünde son bulur. Sürgünler uygun koşullarında 6-7 metre boylanabilirler. Sürgünlerin uç kısmı sarılıcı, tüylü ve kahve renklidir. Sürgünlerden bazılarının uçları beş veya altıncı yapraktan itibaren körleşir. Sürgünler üzerinde on ikinci göze kadar olan gözler meyve verme potansiyeline sahiptirler. On üçüncü gözden itibaren oluşan gözlerin tamamı vejetatif yapıdadır. Bu gözlerden meyve meydana gelmez. Çubukların orta kısımları çelik ve aşı kalemi için dip ve uç kısımlarına oranla daha uygundur.

Gözler: Gözler bir yaşlı sürgünler üzerindeki yaprak koltuklarından çıkarlar. İlkbaharda gözler patladığı zaman içlerinden bir önceki vejetasyon döneminde gelişmelerini tamamlamış minyatür halde genç sürgünler doğar (Şekil 13). Çubuklar üzerinde bulunan gözlerin tamamı uyanmaz. Özellikle çubukların alt gözleri ile kuvvetli, kalın ve boğum araları uzun olan çubuklarda uyanma az olur. Hayward çeşidinde gözlerin yarısından azı uyanır ve sürer. Uyanmadan itibaren 3 hafta içinde sürgün boyları 15-20 cm'ye ulaşır.

Şekil 13. Kivilerde bir yıllık bir sürgün ve vejetasyon sonuna doğru sürgün üzerindeki bir göz içerisinde gelişmesini tamamlamış minyatür bir sürgün.

Çiçekler: Kivilerde çiçekler yaprak koltuklarından tek tek veya salkım halinde oluşurlar. Ticari olarak yetiştirilen kivi çeşitleri 2 evciklidir. Dişi ve erkek bitkilerde çiçekler morfolojik olarak birbirlerine benzeseler de erkek çiçeklerde yumurtalıklar, dişi çiçeklerde ise polenler fonksiyonel değildir. Dişi çiçeklerde polen tozlarının içi boş ve yu­muşaktır. Bunların çimlenme yeteneği yoktur. Erkek çiçekler 2-3 gün canlılıklarını muhafaza ederler. Bu süre dişi çiçeklerde 10 güne kadardır. Döllenen dişi çiçeklerde dişicik tepesi kahverengileşir ve solar. Döllenmeyenlerde ise renk beyaz kalır ve dişi organın görünüşü değişmez. Çiçeklenmeden sonra erkek çiçeklerde çiçek sapı kuruyarak omcalar üzere kararmış bir vaziyette kalır. Kararmış ve kurumuş bu çiçek kalıntılarına bakarak erkek omcaları tanımak mümkündür.

Döllenme olması için bahçede mutlaka tozlayıcı-erkek bitkilerin bulunması gerekir. Erkek çeşitlerden Matua, dişi çeşit olan Hayward'dan biraz daha erken çiçek açtığından tozlanmayı garanti altına almak bakımında bahçede ikinci bir erkek çeşit olan Tomuri'ye de yer verilmelidir. Yeterli bir tozlanma için bir hektar alanda 10 adet arı kovanı bulundurulmalıdır. Kovanlar dişi çiçeklerin % 15'i açınca bahçeye getirilmeli ve son çiçeklerin taç yaprakları döküldükten sonra uzaklaştırılmalıdır. Kivi çiçekleri nektar içermediklerinden arılar için çekici değildirler.

Meyve: Hayward çeşidinde meyve eni 4-5 cm, boyu 6-9 cm ve ağırlığı 40-150 g arasındadır. Meyve şekli silindirik ovaldir. Dıştan içe, tüyler, kabuk, dış meyve eti, iç meyve eti, çekirdek, çekirdek evi, yumurtalık izleri ve meyve özünden meydana gelmiştir. Kivi meyvesi %20 oranında kuru madde, %80 oranında su ihtiva eder. Kivi meyvesi C vitamini bakımından çok zengindir. 100 gram taze meyvede 100-400 mg C vitamini bulunur. Bu miktar yabani çeşitlerde 1100 mg'a kadar çıkar. Pazarlanabilir meyve ağırlıkları 80-120 gr. olduğuna göre yarım kivi meyvesi yetişkin bir insanın günlük C vitamini ihtiyacını fazlasıyla karşılamaktadır. 100 gr. meyve eti yalnızca 66 kalori verir. Bu bakımdan kivi sağlık meyvesi olarak adlandırılır. Kivi meyvesinin içerisinde bulunan klorofil pigmentleri meyvelere yeşil renk verirler.

Yaprak: Bir kivi bitkisinde toplam 2.000-3.000 adet yaprak bulunur. Yapraklar sürgün üzerinde boğumların dip kısmından çıkarlar. Yaprakların ortalama çapı 20 cm kadardır. Bir bitkide ortalama yaprak alanı 40-60 m 2' dir. Bu da omcanın iz düşümünün 2-3 katı kadardır. Bu durum kivi omcalarında fazla miktarda su tüketiminin nedenini açıklamaya yeterlidir.

Kökler: Kivi saçak köklü bir bitkidir. Kökler çoğunlukla toprağın 40 cm'lik üst kısmında bulunurlar. Kök hacmi toprak üstü organlarına oranla daha azdır. Toprak üstü aksamın su tüketimini karşılayabilmesi için toprakta yeterli miktarda su bulunması gerekir. Bu durum kivi yetiştiriciliğinde su ve sulamayı önemli hale getirir. Kökler kuraklıktan zarar gördükleri gibi topraktaki aşırı sudan da zararlanırlar.

YETİŞME İSTEKLERİ

Kivinin yetiştiği doğal ortamlarda oransal nem % 70-80, yükseklik en az 300, çoğunlukla 800-1400m dır. Buralarda sık yoğun sis görülse de yıllık 2000 saatin üzerinde güneşlenme vardır. Vejetasyon dö­neminde su tüketimini karşılayacak bol yağış olur. Vejetasyon döneminde en az 260 gün don olayı meydana gelmez. Genel olarak kivinin yetiştirildiği ülkelerin coğrafik konumlarına bakıldığı zaman bu ülkelerin kuzey ve güney yarım kürede 40. paraleller üzerinde veya bu paralele yakın oldukları görülür. Ülkemizde de aynı paralel üzerinde bulunan Karadeniz ve Marmara Bölgeleri kivi yetiştiriciliğine en uygun yörelerdir.

Vejetasyon döneminde 8°C'nin üzerinde 1800-3.000 saat sıcaklık toplamına sahip ekolojilerde kivi yetiştirilebilmektedir. Don olayları kivi yetiştiriciliğine en çok kısıtlama getiren etmenlerden birisidir. Gözlerin sürmesi ile hasat ve yaprak dökümü arasında 230-260 gün don olmayan gelişme süresi gereklidir. Çok genel bir ifade ile bitkiler kışın -6,5 ile -10°C, ilkbaharda sürgünler -0,5 °C, sonbaharda meyveler -2 °C'nin altındaki sıcaklıklarda zarar görürler.

Yağış, kivi yetiştiriciliğinde en önemli iklim etmendir. Kivi bitkisi yaklaşık 8-9 ay süren vejetasyon dönemi içinde iklime göre topraktan 800-1400 mm su tüketir.

Kivi, derin ve geçirgen toprakları sever. Suyu fazla tutan killi topraklar kivi yetiştiriciliğine uygun değildir. Kivi tesisi edilecek bahçede taban suyu seviyesinin toprak yüzeyinde en az 90 cm aşağıda olması, bu derinliğin kesinlikle 60 cm'nin üzerine çıkmaması gerekir. Bu durumda dahi kiviler yaklaşık 30 cm yükseltilmiş şerit yastıklar üzerine dikilmelidir.

BAHÇE TESİSİ

Kivi bahçesi kurulmadan önce arazinin tesviye edilmesi gerekir. Elverişli bir toprak hazırlığı için kivi tesis edilecek toprağa iki yıl üst üste hububat ekilmesi, toprakta bulunması muhtemel nematodların yok edilmesi bakımından gereklidir.

Kivi bahçesi tesis edilirken sıralar arası ve sıralar üzerinde bırakılacak mesafe 3 ile 5m arasında değişir. Bahçe tesis edilirken her 7 veya 8 dişi omcaya 1 erkek omca hesap edilmelidir. Fidanlar sonbahar veya ilkbaharda dikilebilir. Kış donları tehlikesi olmayan yörelerde sonbahar dikimi daha uygundur.

Kivi, kendi ağırlığını taşıma özelliğinde olmayan bir bitki türüdür. Bitkiyi meydana getiren vejetatif ve generatif aksamın askıya alınması ve desteklenmesi gerekir (Şekil 14). Bitki habitüsünün destek sistemi ile yukarıya kaldırılması, verim üzerine müspet yönde etkili olduğu gibi, toprak işleme, sulama, mücadele ve hasat gibi işlerinin daha kolay yapılmasına imkan sağlar. Bitki ağırlığını taşıyan ve destekleyen direkler, teller ve herekler destek sisteminin unsurlarını oluştururlar.

Direkler, ağaç, beton veya demir malzemeden yapılabilir. Beton direkler 10 x 10 cm kesitinde olabilir. Direk boyları ise uygulanacak terbiye şekline göre 2,5 � 3 m ara­sında olur. Ağaç direklerin çapı ise cinsine ve kullanılacağı yere göre 8 - 12 cm arasında olmalıdır. Ağaç direkler çürümeye karşı uygun bir yolla dayanıklı hale getirilmeli veya emprenye edilmiş olmalıdır. Ağaç ve beton direkler toprağın 50-60 cm derinliğine çakılmış veya gömülmüş olmalıdır.

Modern kivi yetiştiriciliğinde omcalara şekil verilmesi ve bu şeklin yıllar boyu sürdürülmesi verimin devamlılığını mümkün kılar. "T" sistemi dünyada en yaygın kullanılan bir terbiye şeklidir. Bu terbiye şeklinde gövde yüksekliği 1.8m'dir. Gövdenin tepesinde, taşıyıcı telin hemen altından sağa ve sola birer adet sabit kol bırakılır. Kollar orta tel üzerine bindirilerek desteklenir. Kollar üzerinde 30-40 cm aralıklarla takriben 100 cm uzunluğunda ürün çubukları oluşturulur ve çubuklar uçlarından dıştaki tellere bağlanarak desteklenir.

Şekil 14. Farklı biçimlerde oluşturulmuş destek sistemleri

BAHÇE BAKIM İŞLERİ

Şekil Budama

Kivi omcalarına dikildikleri yıldan itibaren şekil verilmeye başlanır. İlk yıl fidanlar dikildikten sonra alttan ikinci göz üzerinden budanır. Gözler sürmeye başlayınca kuvvetli olan sürgün bırakılıp diğerleri tırnak bırakmadan dipten kesilir. Ancak dipteki yapraklar koparılmamalıdır. Bırakılmış olan sürgünün dik büyümesini sağlamak amacıyla omcanın yanına bir herek dikilmelidir (Şekil 15). Gövdeyi oluşturacak olan bu sürgün hereğe fazla sıkı bağlanmamalı ve sürgünün kıvrım oluşturacak şekilde hereğe sarılmamasına dikkat edilmelidir. Gövde oluşturulurken dipten çıkan obur sürgünler sürekli temizlenmeli, büyüme mevsimi boyunca gövde üzerinde gelişen yan dallar da temizlenmelidir. Eğer zamanla gövde cılızlaşırsa tepesi üstten vurularak kuvvetli gelişecek olan yeni bir yan sürgünün lider duruma geçmesi sağlanmalıdır. Eğer gövde kuvvetli gelişip erken bir zamanda tel seviyesine ulaşmış ise ilk yıl yan kolların oluşturulması yoluna da gidilebilir. Bunu yapmak için gövde tepesi telin 10 cm altından kesilerek tepeden iki adet sürgünün kuvvetli gelişmesi sağlanır. Bu sürgünler ters istikamette olmak üzere orta tele bağlanarak gelişmeleri sağlanır. Bu sürgünler sonraki yıllarda omcanın ana kollarını oluşturacaklardır.

İkinci yıl yapılan budamanın amacı kalıcı ana kollar ve bunlara bağlı yan dalları oluşturmaktır. Kolların dengeyi sağlamak için eşit kalınlıkta olması, orta tel boyunca düzgün olarak uzatılması gerekir. Bunu sağlamak için bu kolların orta tele 45-60 cm aralıklarla fazla sıkıp boğmadan bağlanması gerekir. Yan dallar kollardan 20-30 cm aralıklarla sağlı-sollu olarak çıkan dallardır. Bu dalların dış tele bağlanması, kalan diğer dalların kesilerek atılması gerekir. Aksi taktirde istenmeyen dallar zamanla diğerlerine sarılarak onların düzgün olarak gelişmelerini engellerler. İkinci yılı izleyen kış döneminde kollar ve yan dallar uçlarından geriye doğru 0.65 cm kalınlığa kadar olan yerden itibaren kesilip atılmalıdır. İlk ürün, üçüncü yılda bu dallardan çıkan sürgünlerden elde edilmektedir.

Şekil 15. Fidanlar yanlarına dikilen hereklere bağlanarak dik ve düzgün büyümeleri sağlanır

Üçüncü yıl kolların bitişikteki omcaya 30-50 cm yaklaşıncaya kadar uzatılması gerekir. Bunu sağlamak için uçtaki kuvvetli sürgünlerden biri lider olarak seçilip orta tele bağlanır. Kollardan çıkan yan dalların kollara dik olarak gelişmesi sağlanır. Kollarla rekabet edecek olan ve dış tel boyunca büyüyen paralel dallar kesilir. Üçüncü yıl yapılan şekil budamalarıyla omca iskeleti oluşturulur. Meyveler son yılın sürgünlerinden elde edilir. Üçüncü yılda yeterince gölgelenme olmadığı için meyvelerde güneş yanıklıkları görülebilir. Üçüncü yıl vejetatif gelişmeyi teşvik etmek için meyve seyreltmesine gidilmelidir. Üçüncü yılın sonundaki kış dinlenme döneminde yapılan budamalarla omca üzerinde eşit aralıklı ve karşılıklı olarak dengelenmiş 15-20 adet çubuk bırakılmalıdır. Bu dönemde yine obur dallar ve gövde üzerinden çıkan dallar kesilip atılır. Kollar ve yan dallar dördüncü yıla girinceye kadar oluşturulmalıdır. Bundan sonra yapılacak budamalarla meyve veren dallar yenilenir, omcanın çatısı korunur ve ürün yükü ayarlanır.

Ürün Budaması

Optimum düzeyde her yıl verim almak ve omcalara verilen şekli uzun yıllar muhafaza etmek için kivilerde budamanın sürekli olarak yapılması zorunludur.

Kış Budaması: Kış budaması yapılırken önce omca üzerinde bulunan fakat varlıkları istenmeyen ters yönde büyümüş, eğilmiş, bükülmüş, birbirini üstlemiş, rüzgardan zarar görmüş dallar, komşu omcaların içerisine kadar girmiş dallar ve kollardan çıkan obur dallar dipten çıkarılır. Çok kuvvetli dallar altında yaz boyunca gölgede kalmış zayıf dallar, zayıf çiçek gözü teşekkül ettirdiklerinden bir sonraki yıl bu dallardan meydana gelen meyveler de zayıf ve kalitesiz olacaktır. Genellikle daha küçük dallar kuvvetli dallara göre daha az sayıda ve daha küçük meyve oluştururlar. Dik büyüyen kuvvetli dallar çoğunlukla tellere bağlanırken kırılırlar. Böyle dallar aşırı geliştiklerinden zamanla diğer dalların gölgede kalmalarına neden olurlar. Ayrıca bu dallar her ne kadar iri ve kaliteli meyveler meydana getirmiş olsa da bu meyveler ana gövdeden çok uzakta teşekkül ettiklerinden arzu edilmezler.

Daha sonra omcanın gelişme durumu ve yaşına göre omca üzerinde belirli sayıda çubuk bırakılır. Bu sayı dördüncü yaşta 12, beşinci yaşta 18, altıncı yaşta 24, yedi ve yukarı yaşlarda 30 ile 40 arasında değişir. Çok gerekmedikçe ana kollar üzerinden çıkan kısa boğumlu meyve dallarının budanmamaları gerekir. Çünkü bu dallar çok verimli dallardır. Yaşlı dalların derin budanması gerekir. Eğer normal olarak bırakılacak bir yaşlı dallar arasındaki mesafe 45 cm'den fazla ise bu durumda iki yaşlı dallar da bırakılabilir. Ancak bu dalların bir önceki yıl meyve vermiş gözlerin 2-4 göz ilerisinden budanması gereklidir. Dallar arasında sıkışıklığa yol açmamak için 1-2 bazen 3 yaşlı meyve dallarının omcanın her tarafına eşit bir şekilde dağıtılmasına dikkat edilmelidir. Yaşlı dallar kesildikten sonra eğer geriye yenilenecek dal kalmamış ise bu gibi durumlarda uzunluğu 3-5 cm olan yaşlı dal parçaları bırakılarak bunlardan sonraki yıllar için yeni sürgünler oluşturulması yoluna gidilir. Yeni sürgünler elde edildikten sonra bu dal parçaları uygun yerlerinden kesilip atılmalıdır.

Çubuklar seyreltildikten sonra kalan çubukların uçları 10-14 göz üzerinden kısaltılarak uçlarından kenar tellere bağlanır. Eğer kollardan üç ve daha yaşlı dallar varsa bu dalların dipten kesilerek yenilenmesi gerekir (Şekil 16). �Yenilenen Dal� olarak adlandırılan bu dal 15 ile 40 cm kadar ana kollara yakın olmalı ve en az kendisinin üzerinde meydana geldiği yaşlı meye dalı uzunluğunda olmalıdır. Budama, omcanın bir ucundan başlanıp diğer ucuna doğru yapılır. Prensip olarak 1 cm kalınlığındaki dalların tamamında uç alma veya kesme işlemi yapılmalıdır. Bırakılacak dal uzunluğu normal gelişen dallarda 80-100 cm, kuvvetli gelişmiş dallarda 120-150 cm ve zayıf gelişen dallarda 40 cm olmalıdır. Eğer bir önceki yıl meyve verimi az olmuş ise o zaman aynı yıl meyve verimini normalin üstünde beklemek gerekir. Böyle bir durumda bırakılacak dal uzunluğu olması gerekenden 20 cm kadar daha kısa olmalıdır. Böylece daha az sayıda ve fakat daha iri meyve elde edilmesi teşvik edilmiş olacaktır. Tersine olarak bir önceki yıl aşırı miktarda verim elde edilmiş ise aynı yıl az sayıda meyve teşekkül edecek demektir. Bu gibi durumda verimin daha da aşağı düşmemesi için şiddetli budamadan kaçınılmalı dallar normale göre biraz daha uzun bırakılmalıdır. İzlenecek bir başka yöntem de dallar üzerindeki meyve gözlerini sayıp bunlardan %10-14'ünü bırakıp diğerlerini kesmektir. Genel olarak bırakılan bu gözlerin yarısından üzerinde 4-6 adet meyve veya meyve salkımı veren sürgünler elde edilir. Örneğin eğer bir dal 10 göz üzerinden budanmış ise bu gözlerin 5 tanesi sürecektir. Her bir sürgünden 5 adet meyve elde edileceğinden bu daldan toplam 25 adet (yaklaşık 2.5 kg) meyve elde edilecek demektir. Bu orana göre normal bir kivi omcasından 75-100 kg meyve elde edilebilir. Bu şekilde bir verim, zamanında sulanmış, bakım ve seyreltme işlemleri usulüne göre yapılmış omcalar için geçerlidir.

Şekil 16. Budanmamış (1) ve budanmış (2) kivi omcaları, iki yaşlı kivi dalları (3) ve üç yaşlı (4) dallarda dal yenilemeleri.

Erkek kivi omcalarını budamaktan maksat bunlardan çiçek zamanı maksimum sayıda çiçek elde etmek ve bu çiçek verimliliğini her yıl devam ettirmektir. Ancak omca çatısının genel yapısını bozmamaya dikkat etmek gerekir. Aksi taktirde budama ilaçlama ve diğer bakım işleri güçleşir. Erkek omcalar budanırken izlenecek yollardan biri, çiçeklenme bittikten sonra dalların çoğununun 15-30 cm üzerinden kesilip atılmasıdır. Aynı yıl meydana gelecek yeni sürgünlerden ertesi yıl yeteri oranda çiçek elde edilebilecektir. Erkek omcalar dişi omcalara oranla daha hafif budanırlar. Sadece ışık girişini engelleyen bir birine girmiş dallarda şiddetli budama yapılır. Diğer dallarda hafif uç alma ile daha fazla sayıda erkek çiçek açtırılması yoluna gidilir.

Yaz Budaması: Kivilerde yaz budamaları, dallar arasına güneş ışığının sürekli olarak nüfuz etmesini sağlamak, kış budaması ile omcalar arasında sağlanmış olan mesafe ve düzeni sürdürmek, yeterli yaprak alanı oluşturarak meyve gelişimini sağlamak, budama sonrası çubuklar üzerinde kalan gözlerin pişkinleşmesini ve ertesi yıl daha fazla ürün almak amacıyla yapılır. Yaz budamalarına çiçeklenmeden hemen sonra başlanabilir. İlk önce çiçek açmayan tellerden dışarıya sarkmış dallar kesilip atılır. Ayrıca çiçek açmış koltuk altı meyve dalları da son meyveden itibaren 4-6 yaprak sayılarak kalan kısmı kesilir. Yaşlı dallardan çıkan obur dallar ve diğer dallara sarılmış dallar da kesilip atılır. Yaz boyunca vejetatif büyüme çok kuvvetli olabilir. Ertesi yıl varlığı istenmeyen dalların yaz budamaları ile kesilip atılması gerekir. Yaşlı dalların yerine konacak dallarda uç alma yapılarak bunların diğer dallara sarılması önlenmiş olunur. Yaz budamaları yapılırken aşırıya kaçmamaya dikkat etmek gerekir. Aksi taktirde meyve yanıklıkları söz konusu olabilir. Yaz budamalarında gövdeden çıkan obur dalların dipten kesilip çıkarılması gerekir (Şekil 17).

Şekil 17. Yaz budamaları ile bir birine girmiş olan sürgünle budanarak omcanın her tarafının güneş ışığından yararlanması sağlanır.

Meyve Seyreltme si

Kivilerde diğer meyvelerdeki gibi meyve dökümleri olmaz. Meydana gelen tüm meyveler hasat zamanına kadar omca üzerinde kaldığından seyreltilmenin elle yapılması gerekir. Kivilerde meyve seyreltmeye daha çiçekler açmadan başlamak mümkündür. Çünkü çiçek açma döneminde yassılaşmış (fan) meyve oluşturacak gözleri normal meyve gözlerinden ayırmak mümkündür. Meyveler teşekkül ettikten sonra seyreltme işine ne kadar erken başlanılırsa kalan meyvelerin irileşmesi o oranda fazla olur. Eğer kış budamaları usulüne uygun olarak yapılmış ise üçlü gruplar halinde oluşan meyvelerde ortadaki iri olanının bırakılıp diğer ikisinin seyreltilmesi gerekir. Prensip olarak yan yana duran her iki gözden 3 adet meyve oluşması, kalan meyvelerin seyreltilmesi tavsiye edilir (Şekil 18).

Şekil 18. Seyreltilmiş ve normal yükleme yapılmış bir meyve dalı

 

Yabancı Ot Kontrolü

Kivi yüzlek köklü bir bitki olduğundan toprak işleme yolu ile yabancı otların kontrol altına alınması doğru değildir. Çünkü toprak işleme sırasında köklerin önemli bir kısmı zarar görebilir. Toprak işleme yerine omca altlarının gövdeye zarar vermeden ot öldürücü ilaçlarla ilaçlanması, sıra aralarının ise çimenli bırakılarak sürekli biçilmesi gerekir (Şekil 19).

Şekil 19. Yabancı ot kontrolünün sadece sıralar üzerinde yapıldığı bir kivi
bahçesi

Sulama

Kivi su tüketim ihtiyacı fazla alan bir meyve türüdür. Bir vejetasyon döneminde 1500 mm'nin üzerinde su tüketilmektedir. Verim çağındaki bir dekar kivi bahçesinden yaz aylarında her gün yaklaşık 6.5 ile 7.5m 3 su tüketilmektedir. Genel olarak hava sıcaklığının 21°C'nin üzerine çıktığı günlerde verim çağındaki bir omcanın her gün 100-150 litre su tüketebileceğini söylemek mümkündür.

Kivi yetiştiriciliğinde en çok damla sulama ve mini yağmurlama (mikrojet) sistemleri tercih edilmektedir. Minisprinkler veya mikrojet sulama sistemi verim çağındaki kivi omcalarının sulanmasında tercih edilmektedir. Çünkü omca altında daha fazla alan daha mütecanis bir şekilde sulanır. Sulama sistemi kolay kurulur. Damla sulamada olduğu gibi sık sık tıkanma olmaz. Oransal nemi düşük olan bölgelerde omca çevresindeki havanın nem oranı yükseltilmiş olunur. Suda eriyen gübrelerin bu sistemle uygulanması kolaydır. Mini sprinkler sulamada 180�540 cm yarıçaplı bir dairesel alan sulanabilir. Bu sulama yöntemi haftada 2 ile 4 kez tekrarlanmalıdır. Her seferde 8 -12 saat sulama yapılmalıdır. Sulama başlıklarının kapasitesi ortalama 60 Litre/saattir (Şekil 20).

Şekil 20. Yeni tesis edilmiş bir kivi bahçesinde destek ve sulama sitemi

Bir dekarlık sulama sistemi için gerekli malzemeler:

Basınçlı pompa

1 adet

Filtre

1 adet

Ana hat borusu (63mm çap, 6 atüye dayanır)

35 m

Lateral boru (20mm çap, 6 atüye dayanır)

250 m

Damlatıcı (4 l/h, 0.5-5 atüde sabit debili)

100-200 adet

Mini sprinkler

40-56 adet

Bağlantı elemanları, kör tapalar, vanalar, dirsekler, T'ler, tel askılardır.

 

 

Gübreleme

Kivi bahçesi tesis edilmeden 1-2 ay önce bahçe toprağı analiz ettirilmeli, toprağın organik yapısı, kireç içeriği, kükürt ve diğer besin element seviyeleri saptanmalıdır. Normal olarak 1 dekar alana dikim öncesi 4-6 ton ahır gübresi ve analiz sonuçlarına göre fosfor ve potasyumlu gübreler verilmelidir. Dikimde azotlu gübre kullanılmamalıdır. Ancak ilk iki yıl az, fakat sık aralıklarla azotlu gübre uygulanmalıdır. Azot genç asmalarda büyümeyi sağlayan temel besin maddesidir. Azotlu gübrelerden amonyum nitrat ve üre çok iyi azot kaynaklarıdır. Yıllara göre verilmesi gereken temel bitki besin element miktarları (Çizelge 3)'de verilmiştir. Azotlu gübreler asma kök bölgesine granül halde uygulanabildiği gibi sulama suyu ile sıvı formda da verilebilir. Eğer azotlu gübreler sıvı formda veriliyorsa her iki haftada bir verilmelidir. Azotlu gübreler asmalara Temmuz ayından sonra uygulanmamalıdır. Aksi taktirde bitkilerdeki vejetasyon periyodu uzayarak yaprak dökümü geciktirilir ve sürgünler kışa pişkinleşmeden girdikleri için kış soğuklarından zarar görürler.

Gübrelerin uygulanma dönemde toprağın yeterince nemli olması gerekir. Bunu sağlamak için gübrelemenin ya sulamadan 1-2 gün sonra yapılması veya kuvvetli bir yağmurdan sonra verilmesi gerekir.

 

Çizelge 1. Orta verimli topraklarda saf madde olarak omca başına
verilmesi gerekli gübre miktarları

Bitki yaşı

N (gr)

P 2 O 5 (gr)

K 2 0 (gr)

1

40-50

20-30

30-40

2

50-100

50-70

70-90

3

100-150

70-90

90-100

4

150-200

90-110

110-130

5

200-250

110-130

130-150

6

250-300

130-150

150-180

7

300-400

150-200

180-250

HASAT- DEPOLAMA

Kivi meyveleri omca üzerinde olgunlaşmayıp hasat edildikten belirli bir süre sonra yeme olumuna gelirler. Diğer meyve türlerinde meyvelerin hasat olumuna gelmeleri kolay anlaşıldığı halde kivilerin hasat olumuna gelip gelmedikleri sadece refraktometre ile suda çözünen kuru madde (SÇKM) miktarı ölçülerek anlaşılır (Şekil 21). Hasat zamanı SÇKM miktarı % 6.5 ile 7.5 arasında olmalıdır. Standart olgunluğuna erişmiş kivi meyvelerinin tamamı bir seferde hasat edilir. Hasat yapılırken yumuşak dokulu önlük giyilmelidir. Meyvelerin depolama esnasında hiçbir şekilde etilen gazına maruz bırakılmamalıdır. Bunun için elma gibi hasat sonrasında etilen gazı yayan meyvelerle aynı depoya konmamalıdır. Aksi taktirde çok kısa sürede meyveler yumuşar ve depolama ömürleri kısalır. Meyveler depolamadan önce boy ve kalitelerine göre sınıflandırılarak depoya konmalıdır. Meyveler depoya konurken sandıkların etrafı streç film veya polietilen ile sarılması su kaybını ve solunumu azaltacağından depolama süresi uzatılmış olur.

Meyveler mümkün olduğu ölçüde 0 ° C'de ve %95 nispi nem oranında depolanmalıdır. Kivi meyveleri dona karşı çok hassas olduklarından depolama esnasında sıcaklığın 0 ° C'nin altına düşmemesi şarttır. Kivi meyvesi hasat zamanında dahi bünyesinde yüksek oranda nişasta ihtiva eden birkaç meyve türünden biridir. Nişasta parçalanması veya nişasta hidrolizi hasattan sonra başlar.

Şekil 21. Kivinin hasadı refraktometre değerine bakılarak yapılır