ÖNEMLİ SEBZE HASTALIKLARI


 

Değişik sebzelerin yetiştirilme tekniklerini ayrıntıları ile inceledik. Üretimde karşımıza çıkan en önemli sorunlardan birisi hastalıklardır. Üreticilerimize ve ülkemiz ekonomisine büyük kayıplar oluşturan hastalıklar çok çeşitlidir. Her hastalık ayrı bilgi ve mücadele şekli ister.

 

Hastalık bitkiye bulaşmadan önce gerekli önlemler alınmalıdır. Bulaştıktan sonra yapılacak işler hem az hem de zordur.

 

Hastalıksız, sağlıklı ve kaliteli üretim nasıl yapılır?

 

Bazı hastalıklara karşı nasıl bir mücadele uygulanır?

 

Bu dersimizde önemli bazı hastalıkları tanıyarak gerekli mücadele şekillerini öğreneceğiz.

 

Unutmayalım ki sebzecilikte başarı çeşit seçimi ve uygun yetiştirme tekniği yanında büyük ölçüde bilinçli yapılan hastalık mücadelesine bağlıdır.

 

MANTARI HASTALIKLARI ÖĞRENELIM

 

ÖNEMLİ SORUNUMUZ KÜLLEME

 

Külleme hastalığı hemen hemen bütün bitkilerde görülmektedir. Ancak sebzelerde küllemenin ayrı bir önemi vardır. Külleme tarla ve bahçe yetiştiriciliği yapılan yerlerde kavun, hıyar, kabak, karpuz, bamya, gibi sebzelerde; örtü altı yetiştiriciliği yapılan yerlerde de yine hıyar, kavun, domates, patlıcan, biber v.b. sebzelerde genellikle her yıl görülür.

 

BELİRTİSİ NASIL?

 

Hastalık, bitkilerin alt yapraklarından başlar. Daha sonra taze yapraklara ve sürgünlere geçer. Küllemenin bitkideki görünüşü, yaprakların genelde üst yüzünden bazen hem alt hem de üst yüzünden un serpilmiş gibi lekelerin oluşudur. Lekeler zamanla birleşerek bütün yaprağı kaplar.

 

Şekti 1. Hıyar bitkisinde külleme hastalığı.

 

NASIL ZARARLI OLUR?

 

Küllemeli bitkiler büyüyemez, çiçek açmaz, meyveler tatsızlaşır. Hastalık çok ilerlemişse yaprak ve meyve dökümü olur.

 

YAYILMASI NEM VE SICAKLIĞA BAĞLI

 

Külleme hastalığı çevrede bir kaç bitkide görüldü mü rüzgar ve böceklerle çevreye dağılarak yeni bitkilere bulaşır. Hastalığın mevsim içinde yayılması ve bulaşmaların olması için % 60-70 nem ve 27°C kadar varan sıcaklık çok uygundur. Külleme yağmurlu havalardan çok çiğli ve puslu günlerde daha çok yayılır.

 

KIŞI TOPRAKDA GEÇİRİR

 

Hastalık kışı bitkilerin,yaprakları üzerinde siyah renkte, yuvarlak üreme organı halinde geçirir. Baharda bu üreme organı gelişerek burada meydana gelen sporları etrafa yayılır ve yeni bitkilerde hastalık oluşur.

 

KÜLTÜREL ÖNLEMLER

 

Hastalığın çokça görüldüğü yerlerde, hastalıklı bitki artıklarını toplayıp yakmak gerekir.

 

ILAÇLI MÜCADELE ŞART

 

Kimyasal ilaçlarla külleme hastalığına karşı başarılı olarak mücadele yapılmaktadır. En ucuz ve en etkili külleme ilacı kükürttür. Hastalığı hem tedavi eder ve hem de sonraki bulaşmalara karşı bitkiyi korur. Toz kükürt suyun olmadığı yerlerde kullanılabilir, ancak yakma yaptığından bunun yerine ıslanabilir kükürt atılmalıdır. Su bulunmayan yerlerde tarla ilaçlamalarında toz kükürt kullanılacaksa, buna 1/3 oranında talk veya odun külü karıştırılarak uygulama yapılmalıdır.

 

İlaçlamalar havanın serin ve sakin olduğu zamanlarda, bitkinin her tarafının ilaçla kaplanması şeklinde olmalıdır.

 

10 GÜN ARA İLE ILAÇ

 

- İlaçlamalara hastalık görülür görülmez başlanmalı, 10 gün ara ile tekrarlanmalıdır. Sistemik etkili ilaçlar kullanıldığında bu ara 14-15 güne çıkabilir.

- Şiddetli çiğ ve yağıştan sonra toz kükürt ile ilaçlama yapmamak gerekir. Zira yağışın ardından çıkabilecek güneş bitkide yakma yapabilir.

- Son ilaçlama ile hasat arasında en az 15-20 günlük bir aralık bırakılmalıdır.

- Kükürdün dışında küllemeye karşı kullanılan sistemik ve kontak etkili ilaçlar ve uygulama dozları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

 

Sebze küllemelerine karşı bu ilaçlar kullanılmaktadır. Ancak patlıcan, domates, patates ve biberde ise (*) işareti ile gösterilen ilaçlar kullanılmaktadır. Ilaçlamalar hasada 20 gün kala kesilmelidir.

 

 

Etkili Madde Adı ve Yüzdesi Formülasyonu Dozu .

Dekara 100 It suya

Preparat (kg) Preparat

 

* Kükürt, 80, 92 WP - 300-400 g.

* Kükürt Toz 3

Quinomethionate, 25 WP - 50-60 g. Benemyl, 50 WP - 40 g. Ditalimphos WP - 30-40 g. Thiophanate-methyl, 70 WP - 40 g. Ethirimol, 28 EC - 50 cc. Carbendazim, 50 WP - 50 g.

* Dinocap, 37 EC - 50 cc.

Pyrazophos, 30 EC - 40 cc. Fenarimol, 12 EC - 10 cc. Triadimefon, 5 WP - 75 g. Tridemorph, 50 EC - 20 cc.

 

 

BAKLAGİL HASTALIĞI

 

ANTRAKNOZ

 

Baklası yenen sebzeler olarak. kabul edilen bakla, bezelye ve fasulyenin en önemli hastalıklarından biridir. Hastalık bitkilerin kök, kök boğazı, gövde, yaprak sapı, yaprak, meyve ve tohumlarında görülür.

 

BELİRTİSİ NASIL?

 

Fasulyede antraknoz genç bitkilerde görülür, ilk kez kotiledon (ilk çıkan yapraklar) yapraklarda ve gövde de çökük siyah lekelerle başlar ve daha sonra tüm fide de yanıklığa yol açar. Daha ileri devredeki bitkilerde antraknoz yaprak, meyve ve tohumlarda görülür. Yapraklarda yaprağın alt kısmında damarlarda koyu renkli çizgi şeklinde lekeler görülür. Yapraklarda yaprağın alt kısmında damarlarda koyu renkli çizgi şeklinde lekeler oluşturur. Şiddetli durumlarda tüm damarlarda bu şekilde koyu renkli lekeler olur ve bunların arasındaki kısım kurur, sonuçta yapraklar dökülür. Dal ve gövde de uzunlamasına içe çökük kahverengi-siyah lekeler oluşturur. Meyvede ise koyu kahve renkte ortası çukur 0.5-1 cm çapında lekeler meydana getirir. Aynı esmer renkteki çökmeler tohumda da görülür.

 

BEZELYE VE BAKLADA

Bezelye ve baklada Antraknoz hastalığının belirtileri birbirine benzer. Hastalık yine yaprak, çiçek, meyve, tohum, sap kök ve kök boğazında görülür. Hastalık yaprakta iç içe halkalar şeklinde, ortası açık kahve, dış kısmı koyu renktedir. Meyve ve tohumdaki lekeler oval veya dairesel, içe doğru çökük ve siyaha yakın renktedir. Baklada lekelerin büyüklüğü 1.5 cm kadar olabilir. Sap ve gövdedeki lekeler

uzunumsudur. Bu lekeler tüm bitkiyi kaplar. Hatta çiçekte de şekilsiz siyah lekeler oluşur.

Şekil 2. Fasulyede antraknoz hastalığı belirtisi.

 

TOHUM ÜRETICILERİ DİKKATLI OLMALI

 

Antraknoz sözü geçen bu üç bitkide de tohuma kadar geçtiğinden, özellikle tohum üretimi amacıyla yapılan yetiştirmelerde tohumlukların özelliğini bozmakta ve yeni meydana gelecek bitkilerde de hastalığın çıkmasına neden olmaktadır (şekil 3).

 

VERİMİ ÇOK DÜŞÜRÜR

Genç bitkilerde ölüme neden olur, daha yaşlı bitkilerde de kurumalar ve meyvede lekeler yaptığından ürünün kalitesini düşürür ve üründe azalma yapar.

 

Şekil 3. Antraknoz hastalığının fasulye ve bezelye meyvelerindeki belirtisi.

 

YAĞMUR VE RÜZGARLA YAYILIR

 

Hastalık rutubetli ve yağışlı yıllarda fazla görülür. Hastalığın mevsim içinde bitkiden bitkiye yayılması rutubetli havalarda yağmur ve rüzgarla olmaktadır. Hastalığı yapan etmen, bulaşık bitki artıklarında kışı geçirir. Bulaşık tohum ekildiğinde tohum çimlenirken beraberinde gelişen mantar bitki daha fide devresinde iken hastalık yapar ve bitkiyi kurutur.

 

KÜLTÜREL ÖNLEM ALALIM

 

- Bir yıl evvel hastalığın yoğun görüldüğü tarlalarda 2-3 yıl aynı bitkinin ekilmemesi gerekir.

- Tarladaki hastalıklı bitki artıkları toplanıp yakılmalı veya derine gömülmeli.

- Hastalıklı tohum kullanılmamalı ve tohum temiz bir yerden alınmalıdır.

•  Tohum koruyucu amaçla ilaçlanmalıdır.

•   

İLAÇLI MÜCADELE SADECE FASULYE'DE UYGULANIR

 

Günlük ortalama sıcaklık 17°C - 23°C arasında ve rutubet % 90'nın üstüne çıktığında ve yörede hastalık belirtileri görülür görülmez ilaçlamaya başlanır. İlaçlama bitkinin tüm yeşil aksamına kuru yer kalmayacak şekilde ilaçlı su ile kaplama olarak yapılmalıdır. Kullanılacak ilaçlar ve bunların dozları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

 

Etkili Madde Adı ve Yüzdesi Formülasyonu Dozu .

100 It. suya ilaç

 

Bakır oxychloride, 50 WP 500 g.

Maneb 80 WP 200 g.

Mancozeb 80 WP 200 g.

Propineb, 70 WP 200 g.

 

 

MİLDİYÖ HASTALIKLARI

Mildiyö hastalıkları ve bahçe şeklinde yapılan sebzecilikte, fide yetiştiriciliğinde ve örtü yetiştiriciliğinde yaygın olarak görülür.

 

YOĞUN ZARAR YAPTIĞI SEBZELER

 

En çok görüldüğü bitkiler domates, patates, lahana, ıspanak, marul, hıyar ve kavundur. Mildiyö hastalıkları bitkiye hastır. Örneğin domatesteki lahanaya geçmez. Yine soğandaki marula geçemez. Ancak hıyarda görülen mildiyö kabak ve kavunda hastalık yapar.

 

EN ÇOK YAPRAKTA ZARAR YAPAR

 

Mildiyö hastalığı bitkilerin daha çok yapraklarında olmak üzere gövde ve meyvelerinde zarar yapar. Bazı bitkilerde tohuma kadar geçer.

 

BELİRTİLERİ İYİ TANIYALIM

 

Hastalık lahana, marul, ıspanak, hıyar gibi bitkilerin yaprak ve yaprak sapında soluk yeşil renkte yağlımsı lekeler şeklinde başlar. Daha sonra lekeler koyulaşır ve orta kısımları ölür. Rutubetli havalarda yaprağın altında gri renkte tüylü bir örtü vardır. Zamanla lekeler birleşir , bütün yaprağın kurumasına neden olur.

 

 

Şekil 4. Domateste mildiyö hastalığının belirtisi.

 

DOMATESTEKİ ZARARI

 

Domateste meyvede de lekeler görülür. Meyve yüzeyinde küçük, düzensiz olarak dağılmış soluk renkte lekeler oluşur. Bu lekeler daha sonra siyahlaşır ve içe doğru çökük çürüklük oluşur. Çürüklük meyvenin içine doğru ilerler. Domateste koşullar hastalık için elverişli olursa tüm bitkide yanıklığa yol açar. Hatta sera ve rutubetli yerlerde geniş alanların aniden çökmesine, adeta yangın geçirmiş gibi bir görünüm olmasına yol açar.

 

Şekil 5. Domates tarlasında mildiyö zararı.

 

Şekil 6. Domates bitkisinde mildiyö hastalığı belirtisi.

 

SOĞANDAKİ ZARAR

 

Mildiyö hastalığının soğandaki görünümü; yaprakların dip ve orta kısımlarında önce hafif sarımtırak lekeler ve daha sonra bunların gri- mavi havımsı bir örtüyle kaplanması şeklindedir. Hastalık ilerledikçe tüm bitkiyi kaplar, yaprakları sararır ve kururlar. Hastalık bitkileri küçükken yakalandığında bitkiler bodur kalır.

 

FİDE DÖNEMINE DİKKAT

 

Lahana ve marul da ise mildiyö hastalığı bitkiler fide devresinde ;

iken başlar. Fidelerin yaprakları önce sararır, sonra kurur. Hızla tüm

fideliğe yayılarak fidelerin elden çıkmasına neden olur. Tarlaya şaşırtılan bitkilerde hastalık önce yaşlı alt yapraklarda görülür. Burada yer yer sarı lekeler belirir. Lekelerin alt yüzünde kirli beyaz renkte bir küf tabakası oluşur. Zamanla iç yapraklara doğru ilerler ve yapraklarda kuruma ve çürüme olur.

 

BOL YAĞIŞLI YILLARDA FAZLA GÖRÜLÜR

Mildiyö hastalığı rutubetli yerlerde ve yağışlı yıllarda fazla görülür. Hastalık bir yerde çıktımı hızla geniş alanlara yayılır. Hastalığın gelişmesi ve yayılması % 90-100 nem ve 15-20°C sıcaklıkta hızlıdır. Rutubetin % 80'nin altına düştüğü hallerde ve sıcaklığın da verilen sınırların altında veya üstünde olduğunda hastalığın yayılması durur.

EKONOMİK ZARARI BÜYÜK

Hastalık yaprağı yenen sebzelerde yaprakların sararmasına, kurumasına, çürümesine neden olduğundan lahana, marul ve ıspanak gibi sebzelerde üründe doğrudan doğruya kayıp söz konusudur. Bitkilerin tümden kurumasına yol açar. Domates gibi meyvesi yenenler de çürümeler yapar.

YAĞMUR VE RÜZGAR İLE TAŞINIR

 

Hastalığın yayılışı, yetiştirme mevsimi içinde bulaşık alanlardan yağmur ve rüzgarla temiz bölgelere sporların taşınması şeklinde olur. Hastalığa neden olan etmenler bulaşık bitki artıklarında, soğan gibi bitkilerin arpacık adı verilen ekim materyalinin katmanları arasında, ıspanakta tohuma kadar geçerek tohumla ertesi yıla geçer ve yeni yılda da hastalık tekrar ortaya çıkar.

 

ÖNCE KÜLTÜREL TEDBİRLER

- Hastalığın sık görüldüğü yerlerde, bulaşık bitki artıklarını toplayıp, yok etmelidir.

-Tohumluğu mildiyö hastalığının görülmediği, sağlıklı yerlerden ve bitkilerden almalıdır.

- Bitkilere fazla su vermemeli, yeteri kadar sulanmalıdır.

Sık ekim yapmamalıdır. Lahana ve marul fidelerinde sık ekim yapıldığı taktirde fideler cılız gelişir, havalanma iyi olmaz. Bunu önlemek için daha az tohum kullanmalı ve fidelikleri sık sık havalandırmalıdır:

- Münavebe uygulanmalıdır. Örneğin domates yetiştiriciliği yapılan bir yerde sık sık domates mildiyösü görülüyorsa, buraya 1-2 yıl domates ekilmemeli, bunun yerine diğer sebzelere yer verilmelidir.

 

İLAÇLI MÜCADELEDE BAŞARI VAR

 

Mildiyö hastalıklarına karşı kimyasal ilaçlarla başarılı sonuçlar alınmaktadır. Hastalık bir defa bir tarla veya bölgede ortaya çıktımı süratle yayılma gösterir. Bu nedenle genelde ilkbahar ve yaz başlangıcında, ikinci ürün yetiştiriciliği yapılan güney illerimizde sonbahar başlarında hastalık görülür görülmez ilaçlamaya başlamak gerekir.

 

DIKKATLI ILAÇLAMA YAPILMALIDIR

 

- İlaçlamaların arası ve sayısı ilacın çeşidine göre değişmekle birlikte, genellikle bir hafta ara ile uygulama yapılmaktadır. Hava sıcaklığı ve nem durumuna bağlı olarak 2-3 bazen 5 kez ilaçlama yapılmaktadır. Ilaçlamadan sonra yağış olduğunda uygulama tekrarlanmalıdır.

- İlaçlamalarda bitkinin her tarafının ilaçlı su ile iyice yıkarcasına ıslatılmasına özen göstermeli, hiç kuru yer bırakılmamalıdır.

- Mildiyö hastalığına karşı kullanılan ilaçlar, uygulama dozları ve tavsiye edilen bitkiler aşağıdaki tabloda verilmiştir.

 

Etkili Madde Formülasyonu Dozu . Tavsiye edilen bitki

Adı ve Yüzdesi 100 It. suya preparat

 

Propineb, 70 WP 200 g. Domates, Hıyar,

lahana, Marul,

Soğan

Mancozebe, 80 WP 200 g. Domates, Hıyar,

Soğan

Metiram, 80 WP 300 g. Domates

Ziram, 80 WP 300 g. Domates

Captan, 50 WP 300 g. Domates, Marul

Bakıroxcloride, 50 WP 300 g. Domates

Bakıroksit, 50 WP 300 g. Lahana

Kükürt, 80 WP 300 g. Soğan

Maneb, 80 WP 300 g. Domates, S oğan

Maneb, 80 WP 300 g. Hıyar

SEBZE FİDELERINDE KÖK ÇÜRÜKLÜĞÜ

(ÇÖKERTEN HASTALIĞI)

 

FİDELERDE ZARAR YAPAR

 

Fide kök çürüklüğü veya çökerten adı ile anılan hastalık sadece sebzelerde değil, diğer bütün bitkilerde yaygın olarak görülür. En geniş şekliyle de fidelerde zararlı olur.

YER YER BOŞLUKLAR OLUŞUR

 

Fide kök çürüklüğü, fidelikte yer yer sararmakla başlar. Sarılık sınırı gittikçe artarken sararan fidelerin toprak yüzüne devrildiği görülür. Adeta fideler baygın gibi yatar. Bu nedenle hastalığın bir adı Baygınlıktır. Baygın fideler kurur ve fidelikte yer yer boş alanlar meydana gelir. Bu boşluklara çiftçiler �Ayna� adını verirler .

Şekil 7. Marul fidelerinde kök çürüklüğü.

 

FİDEDE KÖKBOĞAZI INCELİR

 

Kök çürüklüğünden dolayı baygın fideleri tutup çekersek, kök boğazından iplik gibi inceldiği ve esmerleştiği görülür. Böyle bitkilerin kökleri sağlam fideler gibi beyaz değil, kahverengileşmiştir. Kök boğazı ince olduğu için fide ayakta duramaz ve bayılır. Fide kök çürüklüğü sadece fideliklerde değil, fasulye, kavun hıyar ve kabak yetiştirilen tarlalarda bu bitkilerin genç gövdelerinde de görülür.

 

NASIL YAYILIR?

 

Fide kök çürüklüğüne sebep olan etmenlerin (mantarların) yayılmasına bulaşık toprak, gübre, toprak işleme aletleri ve bulaşık tohumlar sebep olur.

 

 

KÜLTÜREL TEDBİRLERİ UYGULAYALIM

 

- Fidelik için kullanılacak harç toprağı temiz olmalıdır.

- Tohum çok sık ekilmemelidir.

- Fidelikteki hastalıklı fideler ayıklanmalıdır.

- Fidelik toprağı ile üzerindeki örtü arasında yeterli yükseklik bırakılmalıdır.

- Fideler güneşli havalarda açılıp havalandırılmalıdır..

-Serin ve soğuk zamanlarda açılıp havalandırılmalıdır.

- Fazla sulamadan kaçınmalıdır.

- Fazla azotlu gübre verilmemelidir.

- Fidelikler bol güneş alan, soğuk rüzgarları tutmayan yerlerde kurulmalıdır.

 

TOHUM VE TOPRAK İLAÇLANIR

 

- İlaçlı mücadelede tohum ilaçlaması, toprak ilaçlaması ve~ fideler toprak yüzüne çıktıktan sonra fidelik ilaçlaması şeklinde yapılır.

- Tohum ilaçlaması koruyucu olarak yapılır. Ekimden önce tohumun uygun bir ilaçla ilaçlanması gerekir.

- Toprak ilaçlaması ekimden önce ve ekimden sonra yapılır. Ekimden önce yapıldığında fidelik toprağı ve malzemesi % 40'lık formaldehit ile ekimden 15-20 gün önce 100 It suya 4 It karıştırılır. Karışımdan m2 ye 10 It verilir. Fidelik 2-3 gün kapalı tutulduktan sonra açılır ve 7-10 gün havalandırılır ve ekim yapılır.

 

2-3 KEZ FIDELİK İLAÇLAMASI YAPILIR

 

Tohum ekilip kapak harcıyla kapatıldıktan sonra fideli e m 2 ye % 0.6'lık göztaşından 5 litre verilir, 10 dakika sonra a y yer 5 litre temiz su ile sulanmalıdır.

 

Fideler toprak yüzüne çıktıktan sonra fidelikte hastalık görüldüğünde de ilaç uygulanır. Yine burada da her ilaçlamadan sonra mutlaka temiz su ile fideliğin sulanması

gerekir. Fidelik ilaçlaması birer haftalık aralıklarla 2-3 kez tekrarlanabilir.

 

Fidelikte bitkiler çıktıktan sonra uygulanacak ilaçlar ve uygulama dozları aşağıdaki tabloda verilmiştir.

 

* fidelik ilaçlamalarında verilen iki doz hastalık yoğunluğuna ve bitkinin gelişme durumuna göre değişmektedir.

 

SEBZELERDL SOLGUNLUK HASTALIKLARI

 

BÜTÜN SEBZELERDE YOĞUN ZARAR YAPAR

 

Solgunluk hastalıkları sadece sebzelerde değil, meyve ağaçları, süs bitkileri hatta kültür bitkileri arasında bulunan ve istenmeyen yabancı otlarda bile görülmektedir. Ancak en yaygın olarak görüldüğü sebzeler domates, biber, kavun, karpuz ve hıyardır. Solgunluk hastalığına neden olan etmenler (mantarlar) toprakta her zaman bulunur. Ancak şartlar hastalık için uygun olduğunda bitkilerde hastalık görülür.

 

FİDE DÖNEMİNE DİKKAT

 

Hastalık, bitkiler gençken ortaya çıktığında fide kök çürüklüğüne benzer şekilde çökerten belirtileri gösterir ve bu bitkiler hemen ölürler.

ÇİÇEK VE MEYVE DÖNEMİNDEKİ ZARARI

 

Bitkiler normal büyüklüğünü aldığı, çiçek ve meyve döneminde (kavun, karpuz ve hıyarda kol atma devresi olarak kabul edilir) hastalığın ilk belirtileri ortaya çıkar. Solgunluk gösteren bitkilere karşıdan baktığımızda, domates ve biberde yaprakların solmuş, aşağıya sarkmış, sanki bitki susuz kalmış gibi bir görünüm alır.

 

BELİRTİLERİNİ TANIYALIM

 

Solgunluk gösteren bitkiyi yakından inceleyince yapraklarda solma ve pörsüme görülür, daha sonra sararır ve tüm bitki solar. Bu görünüm susuz kalmış bitkiyi andırır. Ancak o anda su verildiğinde bitki normal haline döndüğü halde, hastalıktan dolayı solmuş bitki tekrar eski haline dönemez.

 

BİTKI KÖKBOĞAZI ESMERLEŞİR

 

Solgunluk gösteren bir bitkiyi söküp kök boğazın enine kestiğimizde bu kısmın esmerleşmiş olduğunu görürüz, köklerde çürüme görülür. Nemli yerlerde solgunluk gösteren kavun, karpuz ve hıyar gibi bitkilerin saptarında beyazımsı bir küf tabakası ~da meydana gelir.

 

KAYIP BÜYÜK OLUR

 

Solgunluk tüm bitkide görüldüğünden ve sulama ile diğer bitkilere yayıldığından geniş alanlarda ekonomik önemde kayıplara neden olmaktadır. Hastalık bitki artıklarında uzun yılar canlı olarak kalabildiğinden gelecek yıl ekilen yeni bitkide de solgunluk görülür.

 

YAYILMASI NASIL OLUR

 

Hastalığın hafif seyrettiği bitkiler meyve bağlayabilir, bunlardan tohum alınarak tohumluk olarak kutlanıldığında yeni yerlerde de hastalığın çıkmasına sebep olur.

 

Solgunluk hastalığının yayılması bulaşık tohum, bitki artıkları, sulama suyu ve toprakla olmaktadır.

 

ÖNEMLİ KÜLTÜREL TEDBİRLER

- En az 2-3 yıl bulaşık olan yere aynı veya benzeri bitkinin ekilmemesi (buğday vs. ile münavebe yapılması) gerekir.

- Tarladaki bitki artıklarını toplayıp yakmak veya gömmek gerekir. - Temiz tohumluk kullanmak gerekir.

- Bitkileri sırta alarak sulama suyunun bitkinin kök boğazına değmemesine özen göstermek gerekir.

- Aşırı kimyasal gübre vermekten kaçınılmalıdır.

- Hastalığa dayanıklı çeşitlerle üretim yapılmalıdır.

- Solgunluk hastalıklarının pratik ve ucuz ilaçlı savaşım yolu yoktur.

 

DOMATES BAKTERİYEL HASTALIKLARINI INCELEYELİM

 

DOMATES BAKTERİYEL SOLGUNLUĞU (BAKTERİYEL KANSER)

Domatesin en önemli bakteriyel hastalıklarından biridir. Domatesten başka biber ve köpek üzümü de etmenin konukçuları içindedir.

 

BELIRTISİ NASIL?

 

Tipik belirti domates bitkileri çiçek devresine yaklaştığında yapraklarda solgunluk şeklinde başlar. Başlangıçta tek bir yaprakta veya bitkinin bir tarafındaki bileşik yapraklarda solgunluk görülür. Zamanla tüm bitki solar ve çöker. Gövde üzerinde yaprak saplarında açık kahverengi kanserler oluşabilir. İletim demetleri koyu kahverengisine dönüşür. Meyvelerde 3 mm çapa kadar ortası kahverengi etrafı açık kuş gözü şeklinde lekeler oluşur.

NASIL BULAŞIR? NASIL MÜCADELE EDELİM?

Hastalığın bulaşması bulaşık tohumla, ya da hastalıklı bitki artıklarıyla olur. Mücadelesinde temiz tohumluk kullanılmalı ve hastalıklı bitkiler tarladan uzaklaştırılmalıdır. Tohum alınacak domates meyveleri direkt güneş ışınlarının gelmeyeceği bir yerde 20°C'de 3 gün bekletildikten sonra tohumlar çıkarılıp kullanılmalıdır. Tohumlar da bulaşma varsa 54-56°C sıcak su banyosunda 25 dakika tutulup kurutulduktan sonra ekim yapılabilir.

Şekll 8. Domates bitkisinde bakteriyel solgunluk zararı.

 

D0MATES BAKTERİYEL LEKE HASTALIĞI

 

BELIRTİSINE DIKKAT

 

Domates bitkisinin bütün toprak üstü aksamlarında başlangıçta gayri muntazam yağlımsı lekeler oluşur. Lekeler zamanla koyu ten rengine ve siyaha dönüşür, ekseriyetle etrafı sarı bir haleyle çevrilir.Meyvelerdeki lekeler dairesel dokuya hafifçe batık şekildedir. Etmen domatesten başka biber ve köpek üzümünü hastalandırmaktadır.

 

Bulaşması; Bulaşık tohumla veya bitki artıkları ile olur.

 

Mücadelesinde; Temiz tohumluk kullanılmalı fide devresinde hastalık görüldüğünde hastalıklı fideler sökülüp atılmalı bulaşık bitki artıkları tarladan uzaklaştırılmalıdır. Tarla devresinde hastalık

şekil 9. Domates meyvelerinde bakteriyel leke hastalığı zararı.

DOMATES BAKTERİYEL KARA LEKE HASTALIĞI

 

BELİRTİSİ NASIL?

 

Domatesin sap, çiçek, yaprak ve meyvelerinde küçük kahverengiden siyaha değişen renklerde etrafı ince sarı bir hale ile çevrili benek şeklinde lekeler oluşturur. Lezyonlar birleşerek gayri muntazam koyu kahverengi lekeler halini alabilir. Meyvelerdeki lezyonlâr daha küçük koyu kahverengi kabuk üzerinde yüzeysel kabarcıklar şeklinde belirir.

 

Bulaşması; Bulaşık tohumla ve topraktaki bitki artıkları ile olur.

 

Mücadelesi: Bakteriyel leke hastalığında olduğu gibi yapılmalıdır.

 

FASULYE BAKTERİ HASTALIKLARINI INCELEYELİM !

 

FASULYE ADİ YAPRAK YANIKLIĞI

 

Belirtisi Şöyledir: Hastalığın ilk belirtileri kotiledon yapraklarda görülür. Başlangıçta soluk yeşil renkte, zamanla solgunluklar oluşur. Yapraklardaki küçük, köşeli lekeler birleşerek büyür ve kahverengi hal alır. Kapsül lekeleri yağlı görünümlü, içe doğru çökük durumundadır. Kapsüllerdeki gelişmenin gerilemesi sonucu buruşmalar gözlenebilir. Kapsül lekelerinin ortasında sarı renkli bakteriyel akıntı görülür ve lekeler kırmızımsı-kahverengi renk alırlar. Gövdede ise koyu yeşil, zamanla kahverengileşen çizgiler şeklinde lezyonlar vardır. Özellikle kapsül enfeksiyonlarındaki belirtileri Hale Yanıklığı belirtilerinden ayırmak oldukça güçtür.

 

Bulaşması; Bulaşık tohum ve toprakta hastalıklı bitki artıklarından olur.

FASULYE HALE YANIKLIGI

 

BELİRTİLERİ NASIL?

 

Yine ilk belirtiler kotiledon yapraklarda görülür. Yapraklarda küçük, sarımsı-kahverengi, yağlı görünümlü, etrafı sarımsı-yeşil hale ile çevrili lekeler vardır. Kapsül üzerinde ise yuvarlak, koyu yeşil, ıslak görünümlü lekeler oluşur ki bazen bu lekelerin ortasında krem rengi bakteriyel akıntı görülür. Özellikle beyaz tohumlu çeşitlerde tohum kabuğu üzerinde sarı renk almış infekteli alanları görmek olasıdır. Bazı durumlarda ise infekteli bitki parçacıkları ile temas eden tohum kabuğundaki çatlaklardan bakteri giriş yaparak tohum bulaşıklığına neden olabilmektedir. Bitkinin iletim demetlerinin hastalanması ile genel bir solgunluk görülür ve bitki ölebilir. Fasulye dışında bazı yemlik baklagillerde de hastalık görülür.

 

Bulaşması; Bulaşık tohum ve toprakta hastalıklı bitki artıklarından olur.

 

FASULYE KAHVERENGİ LEKE HASTALIĞI

 

LEKELER OLUŞUR

 

Yapraklarda kızıl kahverenkli sınırlı çevrelenmiş sarı kahve renkli küçük lekeler oluşturur. Bu lekeler genellikle yuvarlak, damarlarla sınırlandığında köşelidir. Her lekenin etrafında çoğu kez çok dar sarı bir hale bulunur. Zamanla lekenin orta kısmı kuruyarak düşebilir ve bu yaprağa yırtık bir görünüm verir. Gövdede ise çapı 10 mm'ye kadar büyüyebilen kızıl-kahve sınırlı sarı-kahve renkli lekeler oluşur. Kapsüllerde ilk önceleri koyu yeşil, ıslak ve yuvarlak olan lekeler zamanla genişler ve çökük bir hal alarak aynı sarı-kahve lekeler burada da olur. Bazen kapsüller lekelerin olduğu yerden keskince kıvrılırlar.

 

Bulaşması; Bulaşık tohum ve toprakta hastalıklı bitki artıkları olur.

 

FASULYE BAKTARİYEL HASTALIKLARININ

 

Kültürel Önlem Almalısınız!

 

- Kültürel önlemler almalıyız.

- Hastalıksız, temiz tohum kullanmalıyız.

- Tohum üretimini sıcak ve kurak bölgelerde yapmalıyız.

- Hastalıklı bitki artıklarını tarladan uzaklaştırıp, imha etmeliyiz.

- Yağmurlama sulama yapmamalıyız.

 

Kimyasal Mücadele Yapacaksak!

 

Yeşil aksam ilaçlamaları tarlada hastalık görülmeden önce, bitkiler 2-3 yapraklıyken hazır bakırlı preparatlardan biri ile 7 gün ara ile 2-3 ilaçlama gereklidir. Bakır oxychloride 50; % 0,3, Bakır oxide 50; % 0,3 dozunda kullanılmalıdır.

 

İlaçlamalar kaplama olarak sabah erken saatte yapılmalıdır. Bitkinin tüm yüzeyinin ilaçlı su ile ıslanmasına özen gösterilmelidir. Ülkemizde etkili bir tohum ilacı bulunmamaktadır.

 

HIYAR KÖŞELİ YAPRAK I~ASTAI,IĞIM TAMYALIM

 

KÖŞELİ LEKE OLUŞUR

 

Başlangıçta kotiledon yapraklarda ve giderek diğer yapraklarda yağlımsı damalarla sınırlanmış köşeli lekeler oluşur. Lekeli kısımlar zamanla kurur, çatlar ve yapraklar delik deşik bir hal alır. Hastalığın en~ tipik özelliği bu lekelerin altında su damlası şeklinde bakteriyel bir akıntı oluşur. Bu belirti nemli koşullarda sabah erken ve akşam saatlerinde görülür. Bu nedenle hastalığa gözyaşı hastalığı da denir. Patojen meyve sapı yoluyla sistemik olarak meyveye geçer. Meyvede yumuşak sulu bir çürüklük ve bakteriyel akıntı oluşur.

 

Bulaşması; Bulaşık tohum ile olur.

 

Kültürel Tedbir ve İlaçlı Mücadele

Temiz tohum kullanılmalı, hastalıklı bitki artıkları yok edilmeli. Hastalık görülen tarlalarda sağlıklı bitkilere koruyucu olarak 10'ar gün ara ile 2-3 defa Bakırlı (% 0.3), Manebli (% 0.2) prepatlardan biri ile ilaçlama yapılmalıdır.

 

LAHANAGİLLER BAKTERİYEL HASTALIĞI

 

SİYAH DAMAR ÇÜRÜKLÜĞÜ

YAPRAK DAMARLARI SIYAHLAŞIR

 

Etmen lahana, karnabahar, brüksel lahanası, turp, çoban çantası gibi lahanagiller bitkilerinde hastalık yapar. Başlangıç belirtileri bulaşık yaprakların kenarlarında koyu renk damarlar arasında V şekilli sarımtırak lekeler şeklindedir. bulaşık alanlar kurur ve kahverengileşir. Damarlar siyahlaşır. Hastalık iletim demetleri yoluyla sistemik olarak yayılır. Gövdeden boyuna kesit alınırsa iletken dokunun tamamen siyahlaştığı görülür. Erken devrede yakalanan bitkiler çöker ve olgunluğa ulaşmadan ölürler.

 

Bulaşması; Bulaşık tohum ve bulaşık bitki artıkları ile olur.

İlaçlı mücadelesi yoktur. Temiz tohumluk kullanılmalı, hastalıklı bitki artıkları yok edilmeli, lahanagiller familyası bitkilerle en az 3 yıllık münavebe uygulanmalıdır. Lahana 52°C'de 30 dakika, karnabahar tohumları 52°C' da 25 dakika sıcak su banyosunda tutulmalıdır