Tarım sektörünün büyümesi ve gelişmesi için daima çiftçimizin yanındayız

Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Bakanlığın 2017 bütçesinin yüzde 66,7'si olan 12,8 milyar lirasının tarımsal destekleme olarak çiftçilere ayrıldığını belirterek "Hükümetlerimiz, tarım sektörünün büyümesi ve gelişmesi için daima çiftçimizin yanında yer almış, devletin mali imkânlarını bu doğrultuda seferber etmiştir." dedi.

Faruk Çelik, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, bakanlığının 2017 yılı bütçesine ilişkin sunum yaptı. Çelik, sunum öncesinde konuşmasına "24 Kasım Öğretmenler Günü" dolayısıyla öğretmenler gününü kutlayarak başladı.

Adana'da meydana gelen terör saldırısına değinen Çelik, "Uzunca bir süredir ülkemiz terör belasıyla karşı karşıya. Adana'da bugün menfur bir saldırı gerçekleşti. Bu saldırıda şehit ve yaralı kardeşlerimiz var. Şehitlerimize Allah'tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Burada hayatını kaybeden Gökhan Aygül kardeşimiz temizlik işçisi... Tarım Bakanlığında çalışırken geçici olarak valilik emrinde bir aydır görev yaparken, Valilik giriş katını temizlerken saldırıyla karşı karşıya kaldı ve maalesef hayatını kaybetti. Allah'tan rahmet diliyorum." dedi.

 

Çelik, El Bab'da da 3 askerin şehit düştüğüne dikkati çekerek, "Şehitlerimize Allah'tan rahmet diliyor, terörü lanetlediğimizi bir kez daha ifade ediyorum." ifadesini kullandı.

Bakan Çelik, daha sonra bakanlığı ve bağlı kurumların bütçelerine ilişkin sunumuna başladı.

Dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 40'ının istihdam edildiği tarım sektörünün, dünyadaki yoksulların yüzde 75'inin birincil geçim kaynağı olduğunu belirten Çelik, diğer yandan her yıl 1,4 milyar ton gıdanın israf edildiği, 34 ülkenin gıda, 80 ülkenin ise su sıkıntısı çektiğinin altını çizdi. Çelik, dünyada en zengin yüzde 20'lik dilimde yer alan insanların, üretilen toplam gıdanın yüzde 77'sini tükettiğine dikkati çekti.

Çelik, yapılan araştırmalara göre, kuraklık nedeniyle 2030'a kadar 700 milyon insanın, yaşadığı yeri terk edeceğini belirterek, şöyle devam etti:

"Bugün 3 milyon Suriyeli mültecinin dünya üzerinde oluşturduğu çalkantıya bakınca, yurdunu terk edecek 700 milyon insanın dünyada nasıl bir sosyal tsunamiye sebep olabileceğini tahmin etmek zor değildir. 2050'de 9,5 milyara ulaşacak olan dünya nüfusunu beslemek için tarımsal üretimin yüzde 60 oranında artırılması gerekmektedir. Küresel siyasete yön veren akıllar, nüfus-gıda dengesini, çocukların katledildiği savaşlar yoluyla insan nüfusunu azaltarak değil; israfı önleyerek, hiç değilse gıdada adil bir bölüşümü sağlayarak ve en önemlisi tarımsal üretimi artırarak sağlayabilir."

"Dünyada buğday unu ihracatında birinci, makarna ihracatında ise ikinciyiz"

Türkiye'de 24 milyon hektar tarım alanı, 14,6 milyon hektar mera varlığı, 1 milyon hektar su alanı, Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı 2 milyonun üzerinde çiftçi ile 115 milyon ton bitkisel üretim, 24 milyon ton hayvansal üretim, 147 milyar lira tarımsal hâsıla, 16,7 milyar dolar tarımsal ihracat gerçekleştirildiğini belirten Çelik, Türkiye'nin buğday unu ihracatında dünya birincisi, makarna ihracatında da dünya ikincisi olduğunu vurguladı.

Çelik, 2015'te yüzde 7 büyüyen tarım sektöründe, Rusya ile yaşanan uçak krizi, terörle mücadele, 15 Temmuz darbe girişimi, Ortadoğu'daki durum gibi içerde ve dışarda meydana gelen hadiselere rağmen ilk 6 aylık süreçte yüzde 0,3 büyüme sağladığının altını çizerek, "Hükümetlerimiz, tarım sektörünün büyümesi ve gelişmesi için daima çiftçimizin yanında yer almış, devletin mali imkânlarını bu doğrultuda seferber etmiştir. 2003-2016 döneminde, 20,7 milyar lirası hayvancılık desteği olmak üzere, çiftçilerimize, üreticilerimize verdiğimiz nakit hibe destek miktarı 90 milyar liraya ulaştı." dedi.

"Son 6 yılda üreticilere 9,9 milyar liralık faizsiz kredi kullandırdık"

Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatifleri tarafından 2016 yılının ilk 10 ayında toplam 26,1 milyar lira tarımsal kredi kullandırıldığına dikkati çeken Çelik, hayvancılık sektöründe sıfır faizli kredi uygulamasının başladığı 2010 Ağustos ayından 2016 Ekim ayına kadar 408 bin üreticiye toplam 9,9 milyar lira faizsiz kredi kullandırıldığını bildirdi.

"Vatandaşın sağlığını tehdit eden firmaların cezalarını artıracağız"

Çelik, gıda güvenliği konusunda kamu ve özel olmak üzere 136 laboratuvarla vatandaşlara hizmet verdiklerini dile getirerek, 9 ayda 661 bin denetim gerçekleştirdiklerini, okul, kantin, yemekhane gibi ortamlarda sadece 2015-2016 eğitim öğretim döneminde 31 bin 765 denetim yapıldığını, 221 işletmeye yaptırım uygulandığını belirtti. Çelik, 2012-2016 yılları arasında sağlığa zararlı gıda üreten, taklit ya da tağşiş yapan 586 firmanın bin 173 farklı parti ürününü kamuoyuna ifşa ettiklerine dikkati çekerek, "Hazırladığımız yasa tasarısıyla da vatandaşlarımızın sağlığını tehdit eden ürünleri üreten firmalara dönük para cezalarını artıracak, kapatma dahil her türlü yaptırımı hayata geçireceğiz" ifadesini kullandı.

"2023 yılına kadar 7 milyon hektar arazi toplulaştırılacak"

Sınırları belirlenmiş 184 ovayı sit alanı ilan ettiklerini vurgulayan Çelik, bu alanların amaç dışı kullanımına izin vermeyeceklerine işaret etti.

Çelik, 1961'den bu yana yaklaşık 5,3 milyon hektar alanda arazi toplulaştırmasının tamamlandığına değinerek, 1,6 milyon hektar alanda toplulaştırma çalışmalarının devam ettiğini, 2023 yılına kadar 7 milyon hektar arazinin toplulaştırmasını tamamlayacaklarını söyledi.

Daha fazla tarım arazisinin suyla buluşması için yasal ve idari tüm tedbirleri aldıklarının altını çizen Çelik, toplulaştırma ve sulamanın tek elden yürütülmesini sağlayacak idari yapılanmayı gerçekleştireceklerini bildirdi.

Çelik, mülkiyet sorunu, göç, çiftçilikten vazgeçme gibi sebeplerle kullanılmayan tarım arazilerinin üretime kazandırılması için kiraya verilmesinin sağlanacağını belirterek, şu görüşlere yer verdi:

"Toprağı adeta kimyasalların bağımlısı haline getiren uygulamalar, insanlığın geleceğini tehdit etmektedir. Bu sebeple, toprağımızı ve sağlığımızı etkileyen gübre ve ilaç gibi kimyasallarla ilgili gerekli tedbirleri alarak, bitkinin ihtiyaç duyduğu formatta organik, mikrobiyal ve kimyasal gübre kullanımına ilişkin çalışmalarımızda son aşamaya geldik. Ayrıca organik tarım, iyi tarım ve çevre dostu doğal üretim tekniklerini desteklemeye devam edeceğiz." 

"Tohumculuk alanında dünyanın ilk 5 ülkesinden biri olmayı hedefliyoruz"

Son 13 yılda Ar-Ge faaliyetlerine toplam 1 milyar 750 milyon lira kaynak sağlandığını vurgulayan Çelik, 2016 yılı kasım ayı itibariyle sertifikalı tohum kullanımı kapsamında çiftçilere 147 milyon lira, sertifikalı tohum üretimi yapan üreticilere ise 53 milyon lira destek ödendiğini bildirdi.

Çelik, sertifikalı tohum kullanımının hububatta yüzde 25, mısırda yüzde 300, ayçiçeğinde yüzde 80 verim artışı sağladığına işaret etti. Çelik, "2018 yılında sertifikalı tohum kullanım zorunluğu kararı aldık. Özel sektörle birlikte sertifikalı tohum temini için 2017 yılında çalışmalar yoğunlaştırılacaktır. 2015'te 70 ülkeye yaklaşık 27 bin ton tohum ihracatı gerçekleştirdik. Önümüzdeki dönemlerde, sertifikalı tohum kullanımını yaygınlaştırıp, başta sebze ve yem bitkileri olmak üzere tohum geliştirme araştırmalarına desteğimizi 10 kat artıracağız. Böylece ülkemizi tohumculuk alanında dünyanın ilk 5 ülkesinden biri haline getirmeyi hedefliyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye'nin beyaz ette, etçil anaç tavuk için ana-baba hatlarında dışa bağımlı durumda olduğuna dikkati çeken Çelik, "Bu alanda yürüttüğümüz çalışmalarda son safhaya geldik, 2017'de ilk yerli anaç tavuğumuzu piyasaya süreceğiz. Böylece tamamen yerli ve milli üretime geçmiş olacağız." diye konuştu.

"TARSİM'in kapsamını genişleteceğiz"

Ürünlerin risklere karşı güvenceye kavuşturulmasının, çiftçilerin en önemli teminatı olduğunu belirten Çelik, bu kapsamda Tarım Sigortaları Havuzu (TARSİM) ile son 10 yıl içinde 7,2 milyon poliçe düzenlendiğini, 91 milyar liralık tarımsal varlık sigortalandığını, 2,6 milyar lira prim desteği ve 2,9 milyar lira hasar tazminatı ödendiğini söyledi. Gelecek yıl TARSİM kapsamını genişleteceklerine işaret eden Çelik, 81 ilin 81 ilçesinde buğdayda kuraklık verim sigortasına geçileceğini, meyvecilikte ürünün yanında ağaçların da sigorta kapsamına dahil edileceğini ve hayvan hayat sigortalarında hırsızlık riskinin teminat altına alınacağını ifade etti.

Çelik, süt üretiminin 18 milyon 600 bin tona, kırmızı et üretiminin 1 milyon 150 bin tona, tavuk eti üretiminin 1 milyon 900 bin tona, yumurta üretiminin 16 milyar 700 milyon adede, bal üretiminin 107 bin tona ve su ürünleri yetiştiriciliğinin ise 240 bin tona ulaştığını kaydetti.

"Milli Tarım Projesiyle destekleri sadeleştirip etkinliğini artıracağız"

Güneydoğu Anadolu Bölgesi'nden başlayarak, 7 bölgede ortak akıl toplantıları düzenlediklerini hatırlatan Çelik, Milli Tarım Projesini hazırladıklarını, projenin, Havza Bazlı Tarımsal Üretimi Destekleme Modeli ve Hayvancılıkta Yerli Üretimi Destekleme Modeli olmak üzere iki temel ayağı bulunduğunu ifade etti. Havza Bazlı Tarımsal Üretimi Destekleme Modeli'nde 941 tarım havzası belirlendiğini aktaran Çelik, stratejik veya arz açığı olan 19 üründen her havzada en uygun ve en verimli olanları destekleyeceklerini dile getirdi. Milli Tarım Projesiyle tarımsal destekleri sadeleştirdiklerini ve etkinliğini arttırdıklarını vurgulayan Çelik, desteklerin sadeleştirilmesine yönelik çalışmaların devam edeceğini belirtti.

"Yerli Üretimi Destekleme Modeliyle hayvancılıkta ülkeye yeter hale geleceğiz"

Çelik, Türkiye'de 1 milyon 150 bin ton kırmızı et üretildiğini ancak tüketimin 1 milyon 300 bin olduğunu bildirerek, "Bu ihtiyacımızı karşılamak için yaklaşık 500 bin büyükbaş hayvan ithal ediyoruz. Her yıl 400 bin buzağımız çeşitli nedenlerle ölüyor. Bu çelişkili durumu ortadan kaldırmak için 4 aylık ve aşıları tamamlanmış her buzağı için 750 liraya kadar destek vereceğiz." dedi.

Artan kırmızı et talebini yerli üretimle karşılamak, hayvancılıkta ülkeye yeter hale gelmek, süt üretiminde sürdürülebilirliği sağlayarak ihracat odaklı büyümek için Milli Tarım Projesi'nin ikinci ayağını oluşturan Hayvancılıkta Yerli Üretimi Destekleme Modelini hayata geçireceklerini vurgulayan Çelik, bu modelle ülkenin mera varlığının yüzde 56'sını ve büyükbaş hayvan varlığının yüzde 36'sını barındıran 30 ili Mera Hayvancılığı Yetiştirici Bölgeleri olarak belirlediklerini kaydetti. Çelik, 32 ilde en az 500 baş kapasiteli damızlık gebe düve üretim merkezleri, 26 ilde en az 500 baş kapasiteli damızlık koç-teke üretim merkezleri ve 11 ilde en az 150 baş kapasiteli damızlık manda üretim merkezleri kuracaklarını bildirdi.

Çelik, önce Samsun-Adana hattının batısını, ardından tüm yurt sathını "Aşılı Ari Bölge" haline getireceklerine değinerek, meraları, ıslah etmeleri şartıyla hayvancılık yapmak isteyenlere tahsis edeceklerini belirtti. Nadas alanlarının azaltılması ve üretime kazandırılması için yem bitkisi ekiminin teşvik edileceğine işaret eden Çelik, Milli Tarım Projesi tüm bileşenleriyle ve tam manasıyla hayata geçtiğinde, Türkiye'nin gıda arz sorunu yaşamayacağına, gelecek kuşaklara daha üretken ve daha müreffeh bir ülke bırakılacağına inandığını dile getirdi.

"KKYDP kapsamındaki tarımsal yatırımlara yüzde 50 hibe sağlıyoruz"

Kırsal Kalkınma Yatırımlarının Desteklenmesi Programı kapsamında tarımsal faaliyetlere ilişkin yatırımlara yüzde 50 hibe sağlandığını bildirerek, ulusal bütçeyle 81 ilde yürütülen bu projeyle 6 bin 863 projeye 1,5 milyar lira hibe desteği verildiğini kaydetti. Çelik, 2016 yılı itibarıyla 2020 yılına kadar sürecek IPARD programının ikinci döneminde yaklaşık 1 milyar 45 milyon avro hibenin, yatırımcılara sunulacağını söyledi.

Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğü (TİGEM) vasıtasıyla üreticilere 2017'de 215 bin ton hububat, 3 bin ton yem bitkileri tohumu temin etmeyi hedeflediklerini aktaran Çelik, "TİGEM vasıtasıyla son 15 yılda, 51 bin baş damızlık sığır üretimi gerçekleşti. 2017'de de 3 bin baş damızlık üretimi hedeflenmektedir." diye konuştu.

"TMO piyasa regülasyonu görevine odaklandı"

Çelik, Toprak Mahsulleri Ofisinin (TMO) klasik depoculuk faaliyetlerinden çıkarak, piyasa regülasyonu görevine odaklandığına işaret ederek, "TMO tarafından 2,6 milyon ton buğday alımı karşılığında üreticilere 2,3 milyar liralık ödeme yapıldı. Kasım ayı itibariyle 1 milyon 677 bin ton peşin mısır alımı gerçekleştirildi ve üreticilere 1,2 milyar lira ödendi. 60 randıman Osmancık çeşidinin Çeltik alım fiyatı 7 Ekim'de 1,675 lira/ton olarak açıklandı. Kasım ayı itibariyle de 74 bin ton çeltiğin peşin alımı gerçekleşti, üreticilere 113 milyon lira ödendi. Ayrıca Bakanlar Kurulu kararıyla Pakistan, Filistin, Somali ve Suriye için 167 bin ton un Kızılaya teslim edildi." ifadesini kullandı.

"ESK 214 bin ton çiğ süt alımı gerçekleştirdi"

Et ve Süt Kurumu'nun (ESK) 2016'nın ilk 9 ayında, 86 bin 932 büyükbaş, 85 bin 469 küçükbaş hayvan alımı gerçekleştirdiğini, 28 bin 461 ton kırmızı et ürettiğini ve üreticilere 554 milyon lira ödeme yaptığını kaydeden Çelik, ESK'nın yurt dışından hayvan ithalatı konusunda yetkili kılındığını dile getirdi.

Çelik, ekim ayında üretici birlikleri ve kooperatifler aracılığıyla yağsız süt tozu yaptırılmak üzere 214 bin ton çiğ süt alındığını belirterek, müdahale öncesi 0,70 kuruşa kadar düşen süt fiyatlarının, müdahale sonrası alım yapılan bölgelerde referans fiyat olarak 1,15 lira seviyelerinde dengelendiğini vurguladı.

Ekim ayı itibariyle 688 bin ton yaş çay alımı yapıldığını bildiren Çelik, "Yaş çay alım bedeli olarak üreticilere bu yılın 10 ayında 1 milyar 255 milyon lira ödeme yapıldı. ÇAYKUR'un çay satışlarından bu yılın 10 ayında 1 milyar 490 milyon lira gelir elde edildi." şeklinde konuştu.

Çelik, Bakanlığın 2017 yılı bütçesinin 19 milyar 537 milyon 920 bin lira olarak öngörüldüğünü ve bunun 12 milyar 838 milyon lirasının tarımsal desteklemeler olarak çiftçiye ve üreticiye ayrıldığını ifade etti.

Faruk Çelik, Türkiye'nin ilk EXPO'su olan "Çiçek ve Çocuk" temalı Uluslararası Bahçecilik Sergisi EXPO 2016 Antalya'ya, 57 ülkenin katıldığını ve açık olduğu 6 ay zarfında 4,7 milyon kişinin ziyaret ettiğini hatırlatarak, 1990'da Japonya'da yapılan Botanik EXPO'sundan sonra en fazla katılımın sağlandığını söyledi.​

"Gübre, organik maddelerle takviye edilecek"

Çelik, sunumun ardından milletvekillerinin, Bakanlığının bütçesine ilişkin soru ve eleştirilerini cevapladı.

Bakanlık olarak özellikle toprağa odaklandıklarının altını çizen Çelik, toprağın kalitesi, suyla ve gübreyle buluşması konusunu değerlendirdiklerini, gübrenin durumu ile ilgili yürüttükleri çalışmalarda son aşamaya geldiklerini belirtti.

Çelik, bitkinin topraktan temin etmesi gerekenleri alabilmesi noktasında gübrenin negatif konumunu ortadan kaldıracak ve organik maddelerle takviye edilecek bir sürecin başında olduklarını dile getirerek, 941 havzada toprak analizi gerçekleştirileceğini, 73 havzanın toprak analizinin tamamlandığını kaydetti.

Buralarda hangi oranda gübrenin kullanılacağının "Gübre kılavuzu" ile ortaya çıkarılacağını ifade eden Çelik, nitratlı gübrelerle ilgili şöyle konuştu:

"Nitratlı gübrelerde 33 (yüzde 33 azot içeren gübre) ve 26 (yüzde 26 azot içeren gübre) kesinlikle kullanılmayacak. Türkiye'nin yaşadığı bir süreç var. Ama 21 (yüzde 21 azot içeren gübre) ile ilgili 2 deneme yapıldı. Patlayıcı özelliği yok. Onun üçüncü denemesi ilgili güvenlik birimleri tarafından yapılıyor. 21'i devreye koyarak, havza bazlı uygulanacak diğer organik maddelerle birlikte gübrede yeni bir süreci yaşayacağız."

"Sertifikasız tohumun kullanılmayacağı bir tarım istiyoruz"

Tohumla ilgili de özellikle sebze ve meyve tohumlukları açığının giderileceği çalışmayı sürdürdüklerine, 22 Aralık'ta tohum ile ilgili sektör temsilcileriyle bir araya geleceklerine dikkati çeken Çelik, 2018'de sertifikasız tohumun kullanılmayacağı bir Türkiye tarımını istediklerini vurguladı.

Tarım Reformu Genel Müdürlüğünün çok büyük bir yapı olduğuna dikkati çeken Çelik, bu genel müdürlüğü ikiye bölerek, Devlet Su İşlerinden (DSİ) alacakları sulama işlerini ve toplulaştırmayı ayrı bir genel müdürlükle yürüteceklerini söyledi.

"Hayvancılıkta büyük ölçekli işletmelere dönmek durumundayız"

Çelik, kırmızı et açığı bulunduğunu, bu yıl 400 - 500 bin baş arasında hayvan ithalatı gerçekleştirdiklerini belirterek, "Et açığı karşısında hayvancılık projemizde bir değişikliğe gitmemiz gerekiyordu. Yaygın bir şekilde küçük işletmelerde üretilen aile işletmeleri diyebileceğimiz işletmelerden çıkıp ölçeği büyüttüğümüz işletmelere dönmek durumundayız." diye konuştu.

Mazota yüzde 50 destek verdiklerini dile getiren Çelik, "Gübreye ve sertifikalı tohuma da böyle bir destek verdiğimizde acaba tarımsal destekleri daha derli toplu hale getirebilir miyiz diye teknik düzeyde çalışmalarımız devam ediyor." dedi.

"Yurt dışında arazi kiralama ile ilgili Ukrayna'da da potansiyel var"

Çelik, Tarım İşletmeleri Genel Müdürlüğünün (TİGEM), Sudan'da kiraladığı arazi ile ilgili soruyu da cevaplayarak, gelecekte gıda savaşlarının olacağını artık herkesin gördüğünü, bu sebeple bütün gelişmiş ülkelerin yurt dışındaki tarım arazilerine göz diktiğini, özellikle Afrika'da tarım alanlarını değerlendirmek istediklerini bildirdi.

Sudan'daki araziye özel sektörü taşımak istediklerini ifade eden Çelik, bitkisel üretim, özellikle yağlı tohumlardaki açığın oradan karşılanması konusunda düşüncelerinin olduğunu kaydetti. Çelik, "Yarın bir heyetimiz Ukrayna'ya gidiyor. Ukrayna'da da bu şekilde ciddi imkânlar, potansiyel var. Öncelikle kendi iç potansiyellerimizi milimetrik olarak değerlendirme, sonra da dışa dönük imkânları değerlendirme yaklaşımı içerisindeyiz."

Çelik, bağlı kurumların personel ihtiyacı olduğunu ancak personel alımı ile ilgili şu anda bir söz söylemenin iş arayan kişilere yanlış yol göstermek olacağını söyledi.

"Gıdaların etiketlemesiyle ilgili olarak yeni yönetmelik yayınlanacak"

Gıdalardaki etiketlendirmenin önemine işaret eden Çelik, "Bununla ilgili bir yönetmelik hazırladık, kısa zaman içinde yayınlanacağını belirtmek istiyorum. Umarım bu yıl içinde yayınlanır. Gıda Etiketleme ve Tüketicileri Bilgilendirme Yönetmeliği, birincisi bu. Beslenme ve Sağlık Beyanları Yönetmeliği, yeni uygulamayla enerji ve besin öğelerinin, miktarı ve nitelikleri etikette yer alacak. 204 adet sağlık beyanı etikette bulunabilecek. Endikasyon beyanı ise Sağlık Bakanlığı ile ilgili. 'İlaç algısı olabilir' düşüncesiyle, Sağlık Bakanlığı uygun bulmadı." diye konuştu.

Genç Çiftçi Projesi kapsamında toplamda 48 bin kişiye hibe desteği vereceklerine dikkati çeken Çelik, projeye kadınlardan yoğun ilgi geldiğini ve kadınlara pozitif ayrımcılık yaptıklarını dile getirdi.

Çelik'in soruları cevaplamasının ardından, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Tütün ve Alkol Piyasası Düzenleme Kurumu ile Tarım ve Kırsal Kalkınmayı Destekleme Kurumunun 2017 yılı bütçesi kabul edildi.​