KANATLILARDA MANTAR HASTALIKLARI


Başta, ibiklerde, sakal ve yanaklarda yayılan kellikler meydana getiren hastalıklardır. Mantar dediğimiz etken, bir hastalık sebebidir. Mantarlar deride ve iç organlarda yerleşip bozukluklar yaparlar.

 

Nasıl bozukluklar

Deride kepeklenme ve kabuklanma olur. Kıllar dökülür, ibikler kalınlaşır, morarır, parçalanır. Hayvanlarda pis bir koku oluşur.

Hayvan halsizleşir, zayıflar, verimi azalır.

İç organlara yerleşenler, akciğer ve beyinde bozukluk yaparlar:

Hızlı solunum, güç nefes alma, titreme, felç, kendi etrafında dönme, ishal gibi belirtiler oluşur.

Ergin hayvanlar ölmezde, iyide olmaz. Ama verimleri düşer.

Bazı mantarlar tozlu hava ile, nefes alırken vücuda girer. Bazıları da yumurtanın kabuğundaki delikçiklerden içeri girer.

Teşhis laboratuvarda yapılır.

Tedavi zordur, ucuz değildir. En iyisi hastalığın çıkışını önlemektir. Onun içinde temizlik ve dezenfeksiyon başta gelir. Kümeste hava cereyanı olmamalıdır. Hasta olanlar derhal kümesten ayrılmalıdır.

 

4- Paraziter Hastalıklar

 

a) Koksidiyoz (Kanlı ishal)

Kanatlıların barsaklarında yerleşen bir parazit var. Bunlara Eimeria denir (aymerya). İşte hastalığı bu Eimerialar yapıyor. Koksidiyoz, bir kümese girdiğinde hayvanları kırar geçirir. Korkunç bir salgın yapar, çok sayıda ölüme yol açar.

Genç hayvanlar daha hassastır. 4-6 haftalık olanlar bu hastalıktan çok etkilenirler.

 

Bulaşma ağızdan olur

Hasta hayvanların dışkısı ile çıkan parazit yumurtası (oosit) başka hayvanların ağzından girer, bağırsağına ulaşır. Bu yumurtaları kümesten kümese , insanlar da ayakkabı, elbise, malzeme ile taşırlar. Hatta böcekler ve kuşlar da bu oositleri taşıyabilirler. Hastalıklı bir hayvanın dışkısı ile çıkan her oosit hastalık yapmaz. Bunun için sporlanma dediğimiz bir döneme girmesi gerekir. Sporlanma olabilmesi de ısı ve rutubete bağlıdır. Uygun ısı ve uygun nem yoksa, sporlanma olmaz. O zamanda oosit hastalık yapacak güce erişemez.

Islak altlık zararlıdır

Bir kümeste altlık kuru ise, koksidiyoz yapan oosit sporlanamadığı için, ölür gider. Hastalık kolayca çıkamaz. Tavuklar sık değilse , kümeste sıkışıklık yoksa, hastalık ihtimali azalır. Kalabalık kümeslerde bulaşma kolay olur.

Hasta hayvanların dışkısı suludur. İçinde kan lekeleri vardır. Bazen portakal renkli sümüksü bir dışkı görülür. Kanatlar düşer, hayvan kambur durur, tüyleri kabarır. Hayvanlar oturur şekildedir. Birbirlerine sokulup kümeleşirler.

Resim 10: Koksidiyozlu bir tavuk

 

Teşhis laboratuvarlarda olur. Uzmanlar dışkıda oosit ararlar, bağırsakları mikroskopta incelerler.

 

Hemen tedaviye geçmelidir.

Çeşitli ilaçlar kullanılarak tedavi edilebilir. Veteriner hekimler uygun ilaçları tavsiye eder. Yem ve su ile verilen ilaçlar etkili olur.

 

Önceden, antikoksidiyal ilaçlar kullanalım mı ?

Koksidiyozu önleyici ilaçlar, hastalık çıkmadan da kullanılabilir veya bunlar yalnızca hastalık çıktıktan sonra kullanılır.

Hayvanlar koksidiyoza karşı aşılanarak bağışıklık sağlanabilir.

İstenirse bir yandan antikoksidiyal ilaçlar, bir yandan da antibiyotikler verilebilir

Tekrar edelim ki, kümeslerde rutubet önlenmelidir. Tavuklar sıkışık olmamalıdır, kümes havası temiz, altlık kuru olmalıdır.

 

b)Tavuk Askariyazisi (Solucan Hastalığı )

Sarımsı-beyaz renkli, 5-12 santim uzunluğunda solucanlardır. Tavukların, hindi ve kazların ince bağırsaklarında yaşar. Dişi solucanın yumurtası dışkı ile çıkar, başka tavukların ağzından girdiğinde ince bağırsağa gidip yerleşir.

Askarit dediğimiz bu parazit bağırsakta çoğalınca ince bağırsağı tıkar. Bazen ishale yol açar. Çok fazla parazit hayvanı öldürür.

Askaritli hayvanlar zayıflar, yumurta verimi azalır.

Teşhis, dışkının ve ölen hayvanın bağırsaklarının laboratuvarda incelenmesiyle olur.

 

Ne yapılmalı ?

Temizlik kurallarına uyalım, genç hayvanlarla yaşlıları bir arada tutmayalım, Veteriner Hekimin tedavi ve tavsiyelerini yerine getirelim.

 

Resim 11: Bağırsaklarda tavuk askaritleri

 

c)Histomoniasis ( Karabaş Hastalığı )

Tavuk ve hindilerde çok görülür. Hindiler için en tehlikeli hastalıklardandır. Fazlaca ölüme neden olur. Hindi yetiştiricilerini bunaltan bir hastalıktır.

Hastalığa parazitler yol açar. Bu parazitler ya karaciğere yerleşir ya da bağırsaklara yerleşirler.

 

Bulaşma üç şekilde olur

Birincisi, parazitin yumurtası dışkı ile çıkar, oradan diğer hindilerin vücuduna geçer.

İkincisi, parazitin kendisi dışkı ile çıkar, taze dışkı içindeki bu paraziti alan hayvanlara geçer. Yetişkin hindilerin midesinde ve taşlığında eritildiği için, bu şekildeki bulaşmada yetişkin hindiler hastalanmaz. Genç hindiler hastalanır. Hem de şiddetli bir salgın şeklinde hastalık çıkabilir.

Üçüncüsü ise bildiğimiz solucanlar yardımıyladır. Parazitler solucanın içine yerleşir. Hindi bu solucanı yiyince onun vücuduna girmiş olur.

Ölüm oranı çok yüksektir

Çok öldürücü bir hastalıktır.3-12 haftalık hayvanlarda yüksek oranda ölümlere yol açar. Hastalık belirtisi görüldükten 2-3 gün sonra ölümler başlar. Yüzde 50-100 oranında öldürür. Yaşlı hindiler daha şanslı. Onlar hastalığı atlatabilirler.

 

Hastalığın belirtileri

Hayvanlar düşkündür, dermansızdır, uyuşuktur.

Tüyleri kabarmış, kanatları sarkmış, kuyrukları düşmüştür.

Başları öne eğik vaziyette ayakta dururlar.

İshal vardır. Dışkının rengi sarı, kükürt rengidir.

Anüs ıslak ve kirlidir. İbik morarmış, hayvanın başı siyah bir renk almıştır (karabaş).

 

Resim 12: Karabaş hastalıklı bir hindi başı

 

Ölen hayvanların kör barsağında kanamalar, yaralar göze çarpar. Karaciğerin üzerinde sarı-yeşil renkli bozulmalar vardır.

Teşhis için ne yapmanız gerektiğini biliyorsunuz. Hasta ve ölü hindiler laboratuara ulaştırılmalıdır. Orada kesin teşhis konulacaktır.

Teşhisten sonra Veteriner Hekimin önerisine göre tedavi uygulanmalıdır.

Koruma önlemlerinden en önemlisi tavuklarla hindilerin ayrı tutulmasıdır. Tavuklar hastalığı taşırlar. Hindi palazları yaşlı hindilerden ayrı tutulmalıdır. Tavuk bakıcıları hindilerin yanına gitmemelidir. Onlar da hastalığı taşırlar.

Hindi kümeslerinde altlıklar sık sık temizlenmeli, çıkan altlık yakılmalıdır.

Histomonas parazitini taşıyan diğer parazitlerle ve solucanlarla mücadele etmelidir.

 

 

d)Kanatlıların Dış Parazitleri

Tavukların dış parazitlerinden en önemlileri bitler, pireler ve uyuz böcekleridir. Hayvanlara rahatsızlık verirler, zayıf düşürürler.

 

Bitler

Baş biti, vücut biti, kanat biti diye yaşadığı bölgeye göre ayırıyoruz.

 

Baş biti çoğaldığı zaman hayvanı öğle rahatsız eder ki hayvan yem yiyemez, uyuyamaz. Düşkünleşir verimi azalır.

 

Kanat biti çok küçüktür. İnce tüyleri yerler. Sarı renkli esmer yeşilimsidir. Fazla rahatsızlık vermezler.

En yaygın ve en önemli olanı kırmızı tavuk biti denenidir. Kümeslerde güvercinlerde çok bol görülür. Armut biçiminde, kırmızımtırak siyah-kırmızı renktedir. Genç hayvanları çok severler. Hayvanı müthiş rahatsız ederler. Kaşındırırlar. Hem de bolca kan emerler. Eğer çok sayıda olurlarsa , genç kanatlıları 8-10 günde öldürürler.

 

Resim 13: Tavuk biti yumurtaları

 

Pireler

Bunlar da kanatlılara rahatsızlık verirler. Sayıları çoğaldıysa, mücadele etmek gerekir.

 

 

 

Keneler

Aslında güvercinlere ait olan bir kene cinsi tavuklarda da görülür. Yassıdırlar. Geceleri tavuklardan kan emerler. Bir defa kan emdi mi, 4-5 sene kan emmeden yaşayabilirler.

Fazla sayıda olunca, tavukları kansız bırakır. Şiddetli kaşıntı yapar. Bulaşıcı tavuk hastalıklarını taşıdıkları için zararlıdırlar.

 

Resim 14: Tavuk keneleri

 

Uyuz böcekleri

Tavuklarda uyuz hastalığına yol açarlar. İki çeşit uyuz böceği vardır:

 

1- Kireç ayak uyuz böceği

Kanatlıların ayaklarında kireçlenme yapar. Onun için bu adı alır. Parazit kireçli kabuklar yapar, bunun altından cildi deler, iltihap meydana getirir. Topallık vardır. Ayaklar anormal bir görünüm alır.

 

Resim 15: Kireç ayak

 

2-Vücut uyuz böceği

Kanatlıların tüylerinin diplerinde yaşar. Tüyleri döker, deride iltihaplanma yapar. Şiddetli kaşıntı ile hayvanı rahatsız eder.

 

Dış parazitlerle savaş

Barınaklar akarisit ilaçlarla dezenfekte edilir. Badana çok yararlıdır. Yemlikler iyice temizlenmelidir.

Tavuklar parazitlere karşı toz, serpme, banyo şeklinde akarisit ilaçlarla ilaçlanır.

 

Yem Toksikasyonları (Zehirlenmeler )

Hayvan, yemi hayvansal ürüne çeviren canlı bir makinedir. Yem girer, et çıkar, yumurta çıkar, civciv çıkar. Yem ne kadar iyi ve kaliteli olursa, üründe iyi olur. Bozuk yemler hem ürünü bozar, hem de canlı makineyi. Yani tavuğu, pilici, hindiyi hasta eder. İşte konumuz yemlerin yol açtığı bu bozukluklar:

 

En önemlisi: Mikotoksinler

Bunlar, besinlerin ve yemlerin küflenmesi ile meydana gelen zehirli maddelerdir.

Küf mantarları yemlerin tadını bozar. Küflenme olunca mantarların sporları yaygınlaşır. Bunlar da besinleri zehirli hale getirir. Böyle yemler tozlu ve lifli görünür.

 

 

 

Ortam uygun olursa�

Yemlerde mantarların üreyip mikotoksinlerin oluşabilmesi için ortamın uygun olması lazımdır.

 

Bunlardan birisi rutubet : Hasat zamanı ıslanan ve ıslak kalan yemlerde mantar ürer. Rutubetli yerlerde saklanan yemler de böyledir.

 

Isı da önemli faktördür . Mantarlar genellikle 20-30 derece arasında üreme gösterir.

Üreme için oksijen gerekir, asitli ortam gerekir, dane yemlerin kırılmış olması üremeyi kolaylaştırır.

Mikotoksinler uygun ortam bulduklarında bazı yemlerde hem kolay ürer, hem de çok ürer.

Bu yemler: Mısır, arpa, buğday, pirinç, pamuk tohumu, soya fasulyesi, yer fıstığı, fındık, ayçiçeği tohumu gibi maddelerdir. Bunlardan yapılan karma yemlerde mantarlar gelişir. Mantarlar da mikotoksin yapar.

 

Mikotoksinin ne zararı var�

Canlının sinir sistemini bozar. Sindirim yollarında yaralar meydana getirir. Yumurtalıklarda küçülmelere yol açar. Yumurtaların kalitesi bozulur.

Hayvanlar başka hastalıklara dayanıksız olur. Genç hayvanlar daha çok zarar görürler. Ördek yavruları en hassas olanlardır. Hemen ölürler.

 

Zehirlenme Belirtileri

Hindilerin iştahı azalır. Yem yemezler. Uyuşukluk, kanatlarda düşme, tüylerde kabarma olur. Beyaz derili genç ördeklerin ayak ve bacaklarının derisinin altında kanamalar, morarmalar görülür. Tavukların ibikleri solgun olur.

Teşhis için şüpheli yemler laboratuara gönderilerek muayene ettirilmelidir.

Tedavi için özel ilaçlar yoktur. Antibiyotiklerin etkisi yoktur.

Hayvanlara temiz su ve yem verilir. Felce karşı ilaçlar verilebilir.

 

Korunma

Küflü yemlerden kaçınmalıdır. Böyle yemler asla hayvanlara yedirilmemeli, depolara alınmamalıdır.

Depolar havadar ve rutubetsiz olmalıdır. Yemlikler, suluklar temiz tutulmalı, dezenfekte edilmelidir.

Alınacak yemin en çok bir ay içinde tüketileceği bilinmelidir.

Yem stoklaması yaparken usulüne uygun yığma yapmalıdır.

 

SON SÖZLER

Bir hastalık geliyor, bir kısım hayvanımızı alıp götürüyor. Paramız gitmiş oluyor, zamanımız gitmiş oluyor, emeğimiz gitmiş oluyor.

Hastalığın geldiği yol belli: Pislik, kirlilik. Öyle ise bu yolu kapatacağız. Ne ile? Temizlik ile, titizlik ile, dezenfeksiyon ile. Buna uymayan yetiştirici, hastalığı kendisi davet ediyor demektir. Hastalıklar bu davete mutlaka gelir. Aman çağırmayalım...

 

Tavuklarda Vitamin Ve Mineral Yetersizliği

Hasta olduğumuzda doktor bize ilaçlar verir. Bunların içinde vitaminler de bulunur. Demek ki vitamine ihtiyacımız var.

Her canlının vitaminlere ve de mineral maddelere ihtiyacı vardır. Civcivlerin, piliçlerin, tavukların da ihtiyacı vardır. Bu maddeler az alınırsa hastalıklar ortaya çıkıyor. Bu maddeler nelerdir, eksikliğinde hangi bozukluklar olur? Burada bu konuları inceleyeceğiz.

Bazı maddelerin adını ilk defa duyacaksınız. Öyle de olsa, bunların önemli olduğunu unutmayın. Vitaminleri ve mineralleri küçümsemeyin. Onlar olmazsa verim de olmaz.

 

Verim Beslenmeye Bağlıdır

Kanatlıların beslenmesinde bazı maddeler eksik olursa büyümede düzensizlik, tüylerin gelişememesi, verimin azalması hastalıklara karşı dirençsizlik meydana gelir.

Yemlerde bulunması gereken temel maddeleri bir daha sayalım:

1- Proteinler

2- Karbonhidratlar

3- Yağlar

4- Vitaminler

5- Mineral maddeler

6- Su

Konumuz vitaminlerle ilgili olduğu için, önce vitaminleri ele alacağız. Sonra da mineral maddeleri inceleyeceğiz.

Vitaminler

Vücudun normal ve dengeli gelişmesini sağlar. Yemlere çok az miktarlarda eklenir. Vitamin eksikliği halinde bazı hastalıklar ve bozukluklar ortaya çıkar. Vitaminlerden en önemlilerini burada sıralayalım:

 

Vitamin A

Temel vitaminlerden biridir. Normal gelişme için gereklidir. Gözler için gerekli bir vitamindir.

Vitamin A yetersiz olursa, kanatlılar zayıflar. Tüyleri kabarır, yumurta verimi düşer. Kuluçka oranı düşer. Burun deliklerinden ve gözlerinden sulu akıntı gelir. Göz kapakları birbirine yapışır. İleri durumda, gözlerde peynirimsi birikimler oluşur.

 

Resim 16: A vitamini yetersizliğinde gözlerdeki bozukluklar

 

Yetersiz vitamin A ile beslenen tavuklardan gelen civcivler de gereği kadar vitamin A alamazlarsa sağlıksız olurlar.

Büyüme yavaştır. Tüyleri kabarık, kendileri uyuşuktur. Yürürken dengesizdir. Bacaklardaki, gagadaki sarı renk kaybolur. İbik ve sakallar solgun renklidir. Vitamin A yetersizliği olan kanatlıların yumurtalarında kan lekeleri görülür.

 

Vitamin D

Vücuda giren kalsiyum ve fosfor bu vitamin yardımıyla işe yarar.

Kemikler için, gaga ve tırnaklar için bu vitamin gereklidir. Yumurta kabuğunun şekillenmesi için gereklidir. Vitamin D yetersiz olursa, raşitizma hastalığı görülür. Yumurtacı tavukların yumurta kabuğu ince ve yumuşak olur. Gaga, tırnaklar yumuşar, göğüs kemiği eğrileşir.

Hayvanlar ayaklarını iyi kullanamazlar. Yürümede zorluk çekerler. Kaburga kemikleri çabuk kırılır. Üzerlerinde tespih taneleri gibi kabartılar görülür.

 

Resim 17: Raşitizmada kemikler kolayca bükülür

 

Vitamin E

Kanatlıların yumurtalarında yavrunun gelişmesi için bu vitamine ihtiyaç vardır. Yetersiz olursa kuluçka oranı düşer. Horozların dölleme yeteneği azalır. Vitamin E bakımından yetersiz beslenen civcivlerde:

Beyin yumuşaması görülür. Hayvan başını tutamaz, öne, arkaya, sağa-sola bükülür. Ayaklar gerilip bükülür.

 

Resim 18: E vitamini eksikliği : Baş yana bükülmüş

Deri altında su toplanır. Ayrıca karın boşluğunda da su toplanır. Hayvan iki bacağını açık tutar.

Kaslarda soysuzlaşma meydana gelir. Göğüs kasları bozulur, boz çizgiler oluşur.

 

Vitamin K

Kanın pıhtılaşmasını sağlar. Bir yaradan akan kan, bu vitamin sayesinde pıhtılaşıp durur. Onun için civciv ve piliçlerde gaga kesiminden önce, Vitamin K vermek gerekir.

 

Vitamin B1

B1 vitamini, yem ile alınan karbonhidratları yararlı hale getirir. B1 vitamini eksikliğinde felçler görülür. Hayvanın bacakları zayıftır, yürüyemez. Ayaklarını bükerek oturur. Yıldız sayar gibi, başını arkaya çekerek bakar. Tüyleri kabarır, zayıflar. Sonunda ölür.

 

Vitamin B2

B2 vitamini de civcivlerin büyümesinde önemlidir. Vitamin B2 eksik olursa, hayvan zayıflar. Parmak uçları kıvrılır, kanatları düşer. Hayvanlar sürekli yatmak ister.

 

Resim 19: B2 vitamini yetersizliği belirtileri

 

Pantotenik asit

Kuluçkalama için gereklidir. Eksikliği ağız kenarında kabuklanmalar yapar. Göz kapaklarının kenarları kabarcıklı ve kabuklu olur. Ayak altları çatlar, deri soyulur.

Resim 20: Pantotenik asit yetersizliği : Ayakların durumu

 

Vitamin B6

B6 vitamini yetersiz ise, iştahı azalır, hayvan zayıflar. Ayaklarında kasılma ve çarpılma görülür.

 

Vitamin B12

B12 Vitamini yetersizliğinde büyüme yavaşlar. Yem tüketimi düşer. Kuluçka oranı düşer. Buraya kadar saydıklarımızdan başka vitaminler de var. Her birinin eksikliği çeşitli bozukluklara yol açıyor. Verim düşüyor, ayaklarda çarpılmalar oluyor, gelişme yavaşlıyor, ishal görülebiliyor, tüyler karışık duruyor. Teker teker ele almayıp, adlarını yazsak yeterli olur. Önemli saydığımız diğer vitaminler şunlardır:

Folik asit

Nikotinik asit

Biotin

Kolin

Vitamin C

Inositol

Vitaminler hakkındaki bu bilgilerden sonra, yemlerde bulunması gereken diğer maddelere sıra geldi. Bunlar da mineral maddeler. Bakalım neler var?

 

Mineral Maddeler

Canlıların dokularında yer alırlar. Bazılarına makro elementler denir, bazılarına iz elementler denir. Ayrı ayrı anlatalım:

 

Makro elementler:

 

Kalsiyum ve fosfor : İskeletin yapısında önemli bir yer tutarlar. Yumurtlayan hayvanlarda yumurta kabuğu için mutlaka gereklidir.

Barsaktan emilebilmesi için D vitaminine ihtiyaç vardır. Eğer D vitamini yeterli değil ise, kalsiyum ve fosfor da yeterli olamaz. Bu durumda RİKETSİA hastalığı meydana gelir, yumurta verimi düşer. Yumurta kabuğu incelir. Hayvanlar birbirini gagalar, tüy yer (Kanibalizm).

 

Magnezyum: Bütün dokularda ve kemikte bulunur. Vücut gelişiminde önemli yeri vardır. Eksikliğinde gelişme yavaşlar ve zamanla durur. Civcivler ölür.

 

Sodyum, Potasyum, Klor: Hayvansal besinlerde sodyum fazladır, bitkisel besinlerde potasyum fazladır. Sodyum eksikliğinde gelişme yavaşlar, göz bozukluğu olur. Hayvanlar yem yiyemez. Yumurtalar küçülür. Fazlası da iyi değildir. Bu sefer de zehirlenme yapar.

Potasyum eksikliğinde kaslar zayıflar.

 

İz elementler:

 

Demir: Karaciğerde ve dalakta depo edilir. Demir eksikliği az görülür.

 

Bakır: Bakır, demirin bağırsaktan emilmesine yardımcı olur. Bakır eksikliği kansızlık yapar.

 

Çinko: Büyümeyi sağlar. Kıl, tüy, kemik içerisinde yer alır. Azlığı halinde tüyler gelişemez. Eklemler şişer. Ayak derisi pul pul dökülür.

 

Manganez : Üreme için, büyüme için, kemiklerin yapılması için gerekir. Yumurta kabuğunun yapısında yer alır. Manganez eksikliği varsa, bu tavukların civcivleri hareketsiz olurlar. Başları öne kıvrıktır.

 

Selenyum: Bazı topraklarda fazlaca selenyum bulunur. Burada yetişen bitkilerde de fazla olur. Bunlarla yapılan yemler tavukları zehirleyebilir. Canlılar için gerekli bir iz elementidir. Ama fazlası zararlı olabilir. Eksikliği de vücutta bozukluklar yapar.